İsrail'in önde gelen televizyon kanallarından biri olan Kanal 12, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun liderliğinde yapılan yeni bir güvenlik kabinesi toplantısına dair çarpıcı gelişmeleri aktardı. Toplantının aldığı kararlar ve Genelkurmay Başkanı Samuel Zamir'in değerlendirmeleri, bölgedeki askeri stratejilerin nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları taşıyor.
Gazze Operasyonu ve Zaman Çizelgesi
Haber kaynaklarına göre, Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze kentinin tamamen kontrol altına alınması amacıyla başlatılacak operasyonun en az altı ay sürebileceğini ifade etti. Bu durum, Gazze’de gerçekleştirilmesi planlanan askeri eylemin kapsamını ve karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Ancak belirsizlikler de dikkat çekiyor; Zamir, başarılı bir operasyon sonucunda dahi Hamas’ın tam olarak ortadan kaldırılamayacağına dair endişelerini dile getirdi. Gazze’nin kontrol altına alınması, yalnızca askeri bir hedef değil, aynı zamanda uzun vadeli sosyal ve siyasi sonuçlar da doğurabilir. Genelkurmay Başkanı'nın, “Savaş hedeflerimize bağlıyız, fakat Gazze’yi elde tutmak, Hamas’ın varlığını tamamen sona erdirmeye yetmeyecek” şeklindeki sözleri, operasyonun ne denli karmaşık bir mücadeleye işaret ettiğini kanıtlıyor.
Orta Gazze’nin Hedef Gösterilmesi
Askeri uzmanlar, yalnızca Gazze kentinin değil, aynı zamanda Gazze Şeridi’nin orta kısımlarının da işgal edilmesi gerektiği görüşündeler. Bu bölgeler, Hamas’ın lojistik ve yönetim merkezleri olarak konumlandığı düşünüldüğü için stratejik öneme sahip. Genelkurmay Başkanı Zamir'in, bir önceki hafta İsrail Meclisi'nde yapılan kapalı oturumda bu konuyla ilgili düşüncelerini paylaştığı aktarıldı. Orta Gazze’nin ele geçirilmesinin, Hamas’ın askeri yapısının zayıflatılması için kritik bir adım olacağı belirtiliyor. Ancak, buradaki operasyonun karmaşıklığı ve sürecin belirsizliği, bölgede ciddi bir insani krizin patlak vermesine yol açabilir. Dolayısıyla, askeri hedeflerin yanı sıra, sivil kayıpların da göz önünde bulundurulması önem arz ediyor.
Hükümet İçi Koordinasyon Eksiklikleri
Genelkurmay Başkanı Zamir'in toplantıda, Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) başarısızlığını vurguladığı belirtiliyor. Zamir, bu projenin maliyetinin israfına dönüştüğünü söyleyerek, "Bunun için neden para harcadığımızı anlamıyorum” ifadelerini kullandı. Bu tür eleştiriler, mevcut stratejilerin eksikliklerini açığa çıkarırken, yönetimin mevcut krizle baş etme biçimini de sorgulatıyor. Daha da önemlisi, Zamir toplantıda Başbakan Netanyahu'yu da hedef alarak, askeri planlamaların belirsizlik içinde yürütüldüğünü dile getirdi. “Başbakan bize bundan sonra ne olacağını söylemiyor. Ne için hazırlanacağımızı bilmiyoruz” şeklindeki sözleri, hükümet ve ordu arasında ciddi bir koordinasyon eksikliği olduğunu göstermekte. Bu belirsizlik, hem askeri hem de siyasi alanda gerginliklere yol açabilir.
İç Politika ve Uluslararası Baskılar
Artan belirsizliğin yanı sıra, savaşın gidişatı İsrail iç siyasetinde de çeşitli gerilimleri beraberinde getiriyor. Netanyahu hükümeti, artan kamuoyu baskılarıyla birlikte uluslararası düzeyde insan hakları ihlalleri yönünde gelen eleştirilere de maruz kalıyor. Bu durum, hükümetin halk nezdindeki güvenilirliğini zedelerken, vatandaşlar arasında da huzursuzluk yaratmakta. Hükümetin aldığı kararlar ve izlediği stratejiler, halk arasında tartışmalara yol açarken, Netanyahu’nun liderliğine dair soru işaretleri de çoğalıyor. Tüm bu etkenler, İsrail’in gelecekteki askeri ve politik yönelimleri açısından rollerini belirleyici bir unsur olmayı sürdürüyor.
