Açlık Sınırı 30 Bin 655 Lirayı Aştı: Yeni Ekonomik Gerçeklerle Yüzleşiyoruz!

Birleşik Kamu-İş'in Aralık 2025 verilerine göre, açlık sınırı 30.655 TL, yoksulluk sınırı ise 94.913 TL'ye yükseldi. Aralık ayında açlık sınırı 328 TL artış gösterdi. 2025 yılı içerisinde açlık sınırı toplamda 7.399 TL, yoksulluk sınırı ise 23.865 TL arttı. Belirlenen 2026 asgari ücreti ise 28.075 TL ile açlık sınırının altında kalırken, bir aile için dört asgari ücret bile yoksulluk sınırını geçemiyor. Bu durum, ekonomik eşitsizlik ve yaşam standartları açısından önemli bir durumu ortaya koyuyor.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun araştırma birimi KAMU-AR, Aralık 2025 tarihinde açlık ve yoksulluk sınırlarına dair önemli veriler paylaştı. Dört kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenmesi için gereken aylık harcamanın 30 bin 655 liraya yükseldiği belirtildi. Bu durum, açlık sınırının toplamda 7 bin 399 lira artış gösterdiğini ortaya koydu. Aralık ayı itibarıyla, bir önceki aya göre 328 liralık bir artışla açlık sınırı yeni rakamına ulaşmış oldu. Aynı zamanda yoksulluk sınırının gıda dışındaki harcamalarda yaşanan artışlarla birlikte 94 bin 913 liraya çıktığı kaydedildi.

Açlık ve Yoksulluk Sınırındaki Artışlar

Aralık 2025 verilerine göre, yoksulluk sınırı 1.216 lira artarak yıl içinde toplamda 23 bin 865 lira yükseldi. Bu rakamlar, ücretler ve yaşam standartları arasındaki dengesizliği gözler önüne seriyor. Özellikle asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlenmesi ve bunun açlık sınırının 8 bin 551 lira gerisinde kalması, çalışan kesimin ekonomik baskı altında olduğunu gösteriyor. 2026 yılı için belirlenen yeni net asgari ücret 28 bin 75 lira olsa da, bu rakam da Aralık 2025 itibarıyla açlık sınırının 2 bin 580 lira altında kalıyor. Rapor, asgari ücretin açlık sınırına ulaşabilmesi için en az yüzde 40 oranında bir artış yapılmasının gerektiğini vurguluyor.

Asgari Ücretin Yetersizliği

Mevcut asgari ücret, dört kişilik bir ailenin sadece 21 günlük beslenme ihtiyacını karşılayabilecekken, 2026 yılında ödenecek olan rakam ise yalnızca 27 günlük bir süreyi kapsıyor. Yoksulluk sınırının neredeyse dörtte birini karşılayabiliyor olması, ailelerin geçim koşullarını ciddi şekilde zorlaştırıyor. Üç asgari ücretin toplamı dahi yoksulluk sınırını aşamadığı için, bu durumun sosyal yapıyı ne denli etkilediği dikkat çekiyor. “Ailede dört kişinin asgari ücretle çalışarak elde edeceği gelir, yoksulluk sınırının 6 bin 497 lira altında kalıyor” ifadesi, durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Emekli ve Memur Maaşları Durumu

2025 yılı itibarıyla, en düşük emekli maaşı olarak uygulanan 16 bin 881 lira, yalnızca 16 günlük gıda harcamasını karşılayabiliyor. Mevcut enflasyon oranlarına bağlı olarak, bu rakamın 2026 yılı başında 19 bin liraya çıkabileceği öngörülüyor. Öte yandan, en düşük memur maaşı 50 bin 534 lira olurken, bu miktar yoksulluk sınırının sadece yüzde 53’ünü kapsıyor. Ortalamalar değerlendirildiğinde, memur maaşlarının yüzde 60’ına denk geldiği görülüyor. Rapor, yoksulluk sınırına ulaşabilmek için emekli ve memur maaşlarına yapılması gereken zam oranlarının sırasıyla yüzde 87,8 ve yüzde 65,6 civarında olması gerektiğini belirtiyor.

Gıda Harcamalarındaki Yüksek Maliyetler

Aralık 2025 itibarıyla dört kişilik bir ailenin dengeli beslenme için gerekli olan gıda harcaması 30 bin 655 lira olarak hesaplandı. Bu tutarın 9 bin 711 lirasını et, balık, yumurta; 6 bin 624 lirasını süt, yoğurt, peynir; 3 bin 550 lirasını sebze; 2 bin 962 lirasını meyve; 2 bin 486 lirasını ekmek, un ve makarna gibi ürünler oluşturmakta. Özellikle şeker, bal, pekmez ve reçel gibi ürünlerin maliyetindeki artış dikkat çekici; bu kalemlerin harcamaları aylık bazda 148 lira artarak 2 bin 365 liraya ulaşmış durumda. Beslenme maliyetlerindeki bu artış, aile bütçelerini zorlayacak cinsten bir durum yaratıyor.

Gıda Dışı Harcamalar Yükseliyor

Aralık 2025 itibarıyla gıda dışı harcamaların dört kişilik bir aile için aylık toplamı 64 bin 258 liraya ulaşmış durumda. Barınma harcamaları 18 bin 990 lira, ulaşım giderleri 17 bin 571 lira ve ev eşyası masrafları ise 7 bin 339 lira olmuş. Gıda dışı harcamalar arasında giyim, sağlık, haberleşme, eğitim ve tatil gibi kalemler de yer alıyor. Bu durum, genel mali yükün ne denli arttığını ve ailenin toplam harcama kapasitesinin sınırlarına geldiğini göstermektedir. Ailelerin günlük yaşamlarını idame ettirmesi, bu rakamların sürekli artması nedeniyle oldukça zorlu bir hale gelmektedir.

İLGİLİ HABERLER