Türkiye ekonomisinin önemli alanlarından biri olan hizmetler sektörü, 2025 yılı Temmuz ayında beklenmedik bir performans sergileyerek dikkatleri üzerine çekti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından duyurulan Hizmet Üretim Endeksi verileri, sektörün yıllık bazda mütevazı bir büyüme kaydettiğini, ancak aylık bazda yaşanan düşüşün ekonomik görünümde belirsizlikler yarattığını ortaya koydu. Söz konusu verilere göre, 2024 yılının Temmuz ayına oranla hizmet üretim endeksinde yüzde 2,5'lik bir artış yaşanırken, Haziran ayına kıyasla ise yüzde 0,4'lük bir azalma görüldü.
Beklenmedik Düşüşler ve Sektörel Ayrışmalar
Hizmet sektöründeki performansın detaylarına bakıldığında, bazı alanların güçlü bir şekilde büyüdüğü, diğerlerinin ise sorunlarla karşılaştığı görülüyor. Gayrimenkul ve bilişim hizmetleri gibi teknoloji odaklı sektörler, yıllık büyümeleriyle dikkat çekerken, ulaştırma sektörü yıllık bazda daralma yaşadı. Gayrimenkul hizmetleri, yüzde 15,7 oranında bir büyüme kaydederek yılın en parlak yıldızı olurken, bilgi ve iletişim hizmetleri de yüzde 14,6'lık bir artış gösterdi. Ancak ulaşım ve depolama hizmetlerinde, yüzde 2,0 oranında bir daralma yaşanması, ekonominin geniş bir büyüme göstermediği endişesini artırdı. Ulaşım sektörü, ekonominin en önemli hareketliliğini sağladığı için bu tür bir daralma, ticaretin geleceğini olumsuz yönde etkileyebilir.
Aylık Bazda Düşüş ve Endişeler
Yıllık verilere rağmen, Temmuz ayında aylık bazda hizmet üretiminde yüzde 0,4'lük bir azalma kaydedildi. Bu durum, ekonomik büyümenin kısa vadede de zayıfladığını gösteriyor. Aylık bazda en büyük daralmanın ulaştırma ve depolama hizmetlerinden kaynaklandığı gözlemlendi. Söz konusu sektör, aylık yüzde 1,7'lik bir küçülme yaşarken, idari ve destek hizmetleri de yüzde 1,4 oranında bir azalma gösterdi. Bunun yanında, gayrimenkul ve bilgi-iletişim hizmetleri pozitif bir performans sergileyerek, sırasıyla yüzde 2,4 ve yüzde 2,7'lik artışlarla dikkat çekti. Ancak, Temmuz ayı turizm sezonunun zirveye ulaşması beklenen bir dönem olarak düşünülürse, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde sadece yüzde 0,2'lik bir artış yaşanması, beklentilerin altında kalmış oldu. Bu durum, sektördeki genel yavaşlama eğiliminin devam ettiğini gösteriyor.
Yeni Büyüme Motorları: Gayrimenkul ve Bilişim
Türkiye ekonomisinin büyüme motorlarının gayrimenkul ve teknoloji alanındaki hizmetler olduğu sonucuna varıldı. Gayrimenkul hizmetlerindeki yıllık yüzde 15,7'lik ve aylık yüzde 2,4'lük büyüme, bu sektörün dinamiğini ortaya koyarken, konut fiyatlarının artışı ve kentsel dönüşüm projeleri gibi faktörlerin etkisi özellikle dikkat çekiyor. Benzer şekilde, bilgi ve iletişim hizmetlerindeki büyüme de dijital dönüşüm sürecinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Pandemi sonrası hızlanan dijitalleşme, uzaktan çalışma modellerinin artışı ve e-ticaretin yaygınlaşması, bu sektörün büyümesine katkı sağlıyor. İki sektör arasındaki çift haneli büyüme oranları, Türkiye ekonomisinin daha fazla teknoloji ve sermaye odaklı bir yapıya evrim geçirdiğini gösteriyor.
Turizmin Performansı Beklentilerin Gerisinde
Temmuz ayı, genellikle turizm sektörünün en yoğun dönemlerinden biri olarak biliniyor. Ancak son veriler, konaklama ve yiyecek hizmetleri alanında beklenen büyümenin sınırlı kaldığını ortaya koydu. Yıllık bazda sadece yüzde 2,6'lık bir büyüme yaşanırken aylık artışın yalnızca yüzde 0,2 olması, sektörün performansının beklenenin altında kalmasına sebep oldu. Turist sayısındaki artışa rağmen, harcamaların düşük kalması ve iç turizmdeki duraklama, bu nedenle doğabilecek zorlukları da işaret ediyor. Diğer yandan, yüksek enflasyon, gıda fiyatlarındaki artış ve işletme maliyetlerindeki yükseliş, sektördeki kârlılığı olumsuz yönde etkilemiş olabilir.
Ulaştırma Sektöründeki Sorunlar
Temmuz ayına ait hizmet verileri arasındaki en önemli uyarı, ulaştırma ve depolama sektöründeki daralma oldu. Hem yıllık hem de aylık bazda küçülme yaşandığına dair veriler, genel ekonominin sağlığı için endişe verici. Ulaştırma sektörü, sınırsız bir şekilde ekonominin diğer alanlarıyla bağlantılı olduğundan, bu sektördeki sorunlar, ticari faaliyetlerdeki yavaşlamanın öncüsü olabileceği kabul ediliyor. Yüksek akaryakıt fiyatları, bu sektördeki maliyetleri artırırken, yerel ya da uluslararası pazardaki talep eksikliği de taşınan yük miktarının azalmasına neden olabilir. Bunun geçici bir durum mu olduğu yoksa kalıcı bir trendin başlangıcı mı olduğu sorusu, önümüzdeki dönemde açıklanacak verilere bağlı olarak netleşecektir.