Beren Saat ve Mehmet Günsur'un başrolünü üstlendiği "Atiye" dizisi, Ece Özbaş tarafından senaryosunun kendi eserinden intihal edildiği iddiasıyla dava konusu oldu. Özbaş, yaşadığı deneyimleri, dizinin senaryosu ile kendi kitabı arasındaki benzerlikleri ve hukuk mücadelesini anlattı. 30 yıllık editörlük tecrübesinin ardından yazar olarak kariyerine adım atan Özbaş, kitabı olan "Sihrin Kovulmuş Melekleri"ni yazarken büyük bir özveriyle çalıştığını belirtti.
Ece Özbaş'ın Yazarlık Yolculuğu
Ece Özbaş, yazar olarak kariyerine başlamadan önce 30 yıl boyunca editörlük yaptı. İlk romanı "Sihrin Kovulmuş Melekleri"ni yazmak için 10 yıllık bir araştırma süreci geçirdi. Bu sürecin ardından, Kur'an-ı Kerim'de yer alan Harut ve Marut hikayesinden esinlenerek, Mezopotamya'nın mistik atmosferinde bir kurgu oluşturdu. Dinler tarihi profesörleri ve mitoloji uzmanlarıyla yaptığı işbirlikleri, kitabın derinliğini ve otantikliğini artırdı. Özbaş, Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep gibi tarihi bölgeleri ziyaret ederek, bu şehirlerin kültürel zenginliğinden beslendi. "Bu kitap benim için büyük bir projeydi ve hala öyle," diyen yazar, yayınlamadan önce sosyal medyada kitabının tanıtımını yaparak dikkat çekmeyi başardı.
"Atiye" Dizisi ve İddialar
Ece Özbaş, diziyi ilk kez izlediğinde duyduğu şoku kelimelerle tarif edemediğini belirtti. Kitabının yayın yönetmeni, dizinin kendi eserine olan benzerliğini aktardığında, ilk başta kabul etmedi. Ancak diziyi izledikçe, olay örgüsü ve karakterlerin, kendi kitabındaki unsurlarla benzerlik gösterdiğini fark etti. Avukatlara ve bazı arkadaşlarına diziyi izletip görüşlerini aldığında ise, "Ece, yüzde 50'nin üzerinde senden alınmış," yanıtını aldı. Bu durum, Özbaş'ı dava açma sürecine iten sebeplerden biri oldu. Özbaş, Netflix ve dizi yapımcılarına karşı hukuki anlamda harekete geçmek zorunda kaldıklarını dile getirdi.
Mücadelesinin Sonuçları ve Etkileri
Özbaş, 5 yıl süren hukuki sürecin başından beri yaşadığı zorlukları da dile getirdi. İlk bilirkişi raporunda dizide yüzde 70 oranında intihal tespit edildiğini ifade eden Özbaş, her yeni bilirkişi raporunun, durumunu daha karmaşık hale getirdiğini belirtti. Hukuk sürecinin zorlayıcı etkileri, özellikle yeni proje önerilerine karşı olumsuz bir algı oluşturdu. Televizyon kanallarına sunumlar yaptığında "Aman Atiye'ye benzemesin" gibi yanıtlar aldığını aktaran Özbaş, kendi projeleri nedeniyle tıkanmalar yaşadığını ve bu durumun kariyerine olumsuz yansıdığını vurguladı.
Adalet ve Hak Arayışı
Ece Özbaş, dava sürecinin hedefini yalnızca eseri üzerinde hak iddia etmek olarak tanımladı. "Hiçbir kaygım yok. Adaletin bu işin benden yana olacağına inanıyorum," diyen Özbaş, eserinin sahiplenilmesini talep etti. Ayrıca, arkadaşları ve destekçilerinin de kendisine inandıklarını vurguladı. Yazar Atilla Ağırbaş, Özbaş’ın haklı olduğuna dair inancını pekiştirerek, yazarlık yolculuğunun ve davadaki belirsizliklerin kendileri üzerindeki etkilerini dile getirdi. "Bizim yolumuz açılacak ve adaletin bir gün bize haklarımızı teslim edeceğine inanıyorum," ifadeleriyle desteklediği Özbaş, cesaretle mücadelesine devam edeceğinin altını çizdi.
