İstanbul Kadıköy Sineması, Kurtuluş Baştimar’ın kaleme alıp yönettiği "Dağlardan Başka Tanık Yok" filminin ikinci galasına ev sahipliği yaptı. Gösterim, sanatçılardan sivil toplum kuruluşlarına ve insan hakları savunucularından siyasetçilere kadar geniş bir katılımla gerçekleştirildi.
Galada Geniş Katılımcı Yelpazesi
Filmin ikinci galası, sanat çevrelerinin yanı sıra toplumun çeşitli kesimlerinden temsilcilerle dolup taştı. Katılımcılar arasında Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri gibi gruplar, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, Doğu-Güneydoğu Dernekler Platformu Başkanı Abdülhakim Daş ve çok sayıda hukukçu, yazar ve aydın yer aldı. Önceki etkinlikte, geçen hafta Diyarbakır'da yapılan ilk gala, toplumsal hafızanın güçlendirilmesi adına önemli bir adımdı. Katılımcılar, etkinliğin film gösteriminin ötesine geçerek, toplumsal belleği canlandıran ve yüzleşme fırsatı sunan bir platform haline geldiğini belirttiler.
Film Hakkında Temel Bilgiler
“Dağlardan Başka Tanık Yok”, 1990’lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetler, zorla köy boşaltmalar ve yok sayılan tanıklıkları konu ediniyor. Film, bireysel hikayelerin derlenmesinden oluşan bir anlatı sunuyor; bu bağlamda izleyiciler, eserle güçlü bir yüzleşme çağrısı hissettiklerini dile getirdiler. Gösterim esnasında yapılan konuşmalarda, filmin toplumsal hafıza açısından bir belgesel niteliği taşıdığı vurgulandı. Ayrıca, adalet ve tanıklığın önemine dair mesajlar verilerek, izleyicilere düşünsel bir yolculuk sunuldu.
Sansüre Rağmen Gelen Dayanışma
Filmin Atlas Sineması'nda daha önce gerçekleştirilecek gösterimin gerekçe göstermeksizin iptal edilmesi, sosyal medya ve topluluk içerisinde rahatsızlık yarattı. Ancak, filmin Kadıköy Sineması’nda izleyiciyle buluşması, birçok katılımcı tarafından bir dayanışma örneği olarak yorumlandı. Geçmişte insan hakları ihlallerine maruz kalmış veya bunlara tanıklık etmiş kesimlerin katılımı, gala atmosferine derin bir anlam kattı.
Kurtuluş Baştimar'ın Mesajı
Gösterim sonrası sahneye çıkan yönetmen Kurtuluş Baştimar, teşekkürlerinin yanı sıra filmin niteliği üzerine de etkileyici bir konuşma yaptı. “Bu film yalnızca sinema eseri olmakla kalmıyor; susturulmuş tanıklara, faili meçhuellere ve hafızaya dair bir çağrıdır. Bugün burada bulunan herkes bu çağrının bir parçasıdır,” şeklinde konuştu. İzleyiciler, filmin sonunda uzun süre ayakta alkışlayarak, katılımın ve yarattığı duygusal момента bir araya geldi. Çoğu kişi, yaptığı yorumlarla filmin kendi hayat deneyimleri ile ne kadar örtüştüğünü belirtti.
