İngiltere, Fransa ve Kanada başta olmak üzere 150’yi aşkın ülkenin Filistin Devleti’ni tanıyacağını açıklaması, İsrail hükümetinde huzursuzluk yarattı. Bu durum, özellikle Ortadoğu'daki siyasi dengeleri etkileme potansiyeli taşıdığı için Tel Aviv yönetimi tarafından dikkate alındı. Ülkelerin bu kararları, uluslararası alanda Filistin'in hukuki statüsünü güçlendirecek bir adım olarak değerlendiriliyor.
İsrail’in Tepkisi ve İlhak Tehdidi
Filistin Devleti'ni tanıma kararı veren ülkelerin ardından, İsrail’de tepkiler güçlendi. Başbakan Binyamin Netanyahu, bu gelişmelere yanıt olarak Batı Şeria'yı ilhak etme ihtimalini gündeme getirdi. Netanyahu, İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın Filistin'i tanıma kararının ardından, "Bekleyin ve görün" ifadesiyle belirsiz bir tehditte bulundu. Bu sözler, Batı Şeria’nın ilhakı üzerinde ciddi bir endişe yaratırken, Netanyahu’nun önümüzdeki günlerde ABD’den döndükten sonra konuyu değerlendirileceğini belirtmesi gözleri Washington’a çevirdi. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da bu durumu destekleyerek, belirli bölgelerin ilhakı konusunda düşünülecek çeşitli seçeneklerin mevcut olduğunu dile getirdi.
Uluslararası Tepkiler ve Filistin Yönetimi
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, bazı ülkelerin Filistin Devleti'ni tanımasının yanlış olduğunu savunarak, Hamas’ın Batı Şeria’nın kontrolünü ele geçirme riskine dikkat çekti. Bu tür iddialar, uluslararası kamuoyunu etkileme amacı taşıyor olabilir. Saar, Filistin Yönetimi’nin toprakları üzerinde herhangi bir ilhak girişiminde bulunmayacaklarını ve Filistinlilerin kontrolü için bir niyetlerinin olmadığını açıkça ifade etti. Bu açıklamalar, Filistin ile İsrail arasındaki gerilimlerin daha da tırmanmasına yol açabilir. Uluslararası topluluk, İsrail’in bu yaklaşımlarının barış çabalarını nasıl etkileyebileceği konusunda endişelidir.
Gazze Şeridi’ne Yönelik Tehditler
Gideon Saar ayrıca Gazze Şeridi’ne insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu’na karşı da uyarılarda bulundu. İsrail Dışişleri Bakanı, bu filonun Gazze'ye girmesini engelleyeceklerini belirtti. Ancak bu durumu şiddet uygulamadan gerçekleştirmek gerektiği ifadesi, tartışmalara neden oldu. 50’den fazla tekne barındıran bu filo, Gazze halkının yaşadığı insani krize dikkat çekmeyi amaçlıyor. Saar’ın nasıl bir yöntem izleyeceği konusunda detay vermekten kaçınması ise, İsrail hükümetinin alacağı önlemlerin belirsizliğini koruduğunu gösteriyor. Bu durum, uluslararası alanda bir tartışma konusu haline geldi ve hem insan hakları savunucuları hem de hükümetler tarafından yakından takip ediliyor.
