İşgalci İsrail'in Gazze'deki 2 yıl süren soykırımında, insani yardım faaliyetleri adı altında 2 bin 614 Filistinli yaşamını yitirdi. Uzun süre boyunca Gazze Şeridi'nden insani yardımların geçişine engel olan İsrail, bu süre zarfında birçok sivilin gıda yardımı almak maksadıyla beklerken hayatını kaybetmesine sebep oldu. Bu dağıtım merkezleri, İsrail-ABD güdümlü Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından yönetiliyordu. GHF, dün itibarıyla faaliyetlerini sona erdirme kararı aldığını açıkladı.
Gazze'de İnsani Yardım Dağıtımının Sonuçları
Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Münir el-Burş, GHF'nin dağıtım merkezlerinde meydana gelen ölümleri duyurarak bu noktaların insani yardım yerine ölüm tuzağı haline geldiğini ifade etti. Bu merkezlerde insanların yaşam mücadelesi verirken yakalandıkları durumlar, birçok masum insanın canına mal oldu. Çatışmaların değil, hayatta kalma çabalarının kurbanı olan bu siviller, gıda ve su arayışları içinde yaşamlarını yitirdi.
Ölüm Tuzağı Olarak İnsani Yardım Merkezleri
Burş, insanların yaşamlarını sürdürmek için gıda yardımı beklediklerini ancak bu süreçte kendilerini 'insani yardım' adı altında sunulan bir ölüm tuzağının ortasında bulduklarını vurguladı. GHF'nin yönetimindeki bu merkezler, sıradan insani yardım faaliyetleri gibi görünse de aslında insanların katledilmesi için yaratılmış tuzaklar olarak işlev gördü. Bunun sonucunda pek çok insan, bu yardım merkezlerine ulaşmaya çalışırken hedef alındı.
Açlıktan Öldürülen İnsanın Dramı
Burş, yardım noktalarının aç bırakılan insanlar üzerinde ölümcül etkileri olduğunu belirtti. Bu yerlerde sivillere açılan ateşlerin yanı sıra, naaşların üzerinden ağır araçlarla geçildiği iddiaları, insani yardım faaliyetlerinin gerçekte ne derece acımasız olduğunun bir göstergesi. Açlık içinde kalan insanlar, "insana hizmet" anlayışıyla birer birer öldürüldü. Bu durum, savaş koşullarında bile kabul edilemeyecek bir insanlık suçunu ortaya koymaktadır.
İşgal Planları ve Yaşananlar
Gazze Sağlık Bakanı, yaşanan cinayetlerin sıradan olaylar olarak nitelendirilemeyeceğini, aksine geniş çaplı bir işgal stratejisinin parçası olduğunu ifade etti. Bu strateji arasında insanları yerinden etmek için oluşturulan tuzaklar, işgal projeleri ve yeni yerleşim birimleri inşası da bulunmaktadır. Filistinlilerin yerlerinden edilmesi ve Gazze’nin insansızlaştırılması hedeflenmektedir. Bu bağlamda, yaşananlar soykırım kapsamına girmektedir.
Uluslararası Soruşturma Gerekliliği
Burş, meydana gelen bu vahşetlerin bir savaş suçu olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, uluslararası cepheden bir soruşturma açılması gerektiğini belirtti. Bu süreçte hem planlama sürecinde hem de uygulamada yer alan her bireyin hesap vermesi gerekmektedir. Aldıkları yaralara rağmen Filistin halkının topraklarına sahip çıkma çabası devam ediyor ve bu durumun ardında güçlü bir irade yatıyor. Gazze, yalnızca bir bölge değil, Filistin kimliğinin vazgeçilmez parçasıdır.
GHF'nin Faaliyetlerini Durdurması
İsrail'in insani yardım geçişlerini engellemesi nedeniyle GHF'nin açık kalan yardım merkezlerinde, gıda bekleyen sivillerin hedef alındığı birçok saldırı gerçekleştirildi. GHF, bu durumun ardından kendi faaliyetlerini durdurma gerekliliği hissetti. Filistinlilere yönelik kasıtlı öldürme eylemleri, bu yapıların işlevselliğini sorgulatarak gelecekte benzer durumların yaşanmaması için uluslararası toplumun harekete geçmesini zorunlu kılmaktadır.
Yüzlerce Filistinlinin Hayatını Kaybetmesi
GHF ve İsrail tarafından gerçekleştirilen bu insani yardım dağıtım sürecindeki saldırılarda, yüzlerce Filistinli yaşamını yitirdi. Özellikle 27 Mayıs tarihinden itibaren yaşanan sistematik saldırılar, bu merkezleri birer hedef tahtası haline getirerek korkunç sonuçlar doğurdu. İnsanların sadece bir kap yemek almak üzere bekledikleri anlarda katledilmeleri, bu yardım faaliyetlerinin nasıl bir amaca hizmet ettiğinin acı bir örneğidir. Bu vahşet, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmekte ve değişim gereksinimini artırmaktadır.