Temmuz ile Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen geniş çaplı operasyonlarda, Dışişleri Bakanlığı'na yönelik sızma girişimiyle ilişkili olarak 58 kişinin adli işlemlerle karşılaştığı bildirildi. Aralarında eski Münster Başkonsolosu Arif Hakan Yeter, eski Dışişleri Genel Müdür Yardımcısı Burak Karartı ve eski Tel Aviv Maslahatgüzarı Gürçay Şeker'in bulunduğu bu kişiler hakkında çeşitli suçlamalar gündeme geldi. Bu operasyonlar, Türkiye'nin uluslararası diplomatik faaliyetlerine yönelik tehdit oluşturabilecek bir durumun aşikâr hale gelmesi sonucu gerçekleştirildi.
Sınav Sistemine Sızma Planı
Yayımlanan raporlara göre, söz konusu örgüt, Dışişleri Bakanlığı'nın kadrolarına kendi elemanlarını entegre edebilmek amacıyla özel hazırlık merkezleri oluşturdu. Bu merkezlerde, "Meslek Memuru" ve "Konsolosluk İhtisas Memuru" gibi pozisyonlar için mülakat provası, soru dağıtımı ve yabancı dil eğitimleri düzenlendi. Dışişleri sınavlarında kullanılacak olan soruların örgüt evlerinde paylaşıldığı ve seçkin üniversitelerden mezun olan kişilerin özel gözetim altında tutulduğu tespit edildi. Ayrıca, bu kişilerin mülakatlarda başarı göstermeleri amacıyla "prova seansları" düzenlendi. Örgüt, kendine bağlı adayların sınavlarda üstünlük sağlaması için çeşitli stratejiler geliştirmiştir.
Krypto Ağ Deşifre Edildi
MIT’in 9 Mayıs 2025 tarihli raporunda, Dışişleri Bakanlığı içindeki yapılanmada 132 örgüt mensubunun tespit edildiği açıklandı. 8 Temmuz ile 29 Eylül 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlar sonucunda 58 şüpheliye gözaltı kararı verildi ve bu kişilerin 16'sı tutuklandı. Operasyona katılan ekipler, 31 şüphelinin itirafçı olmasının ardından ortaya çıkan ifadelere dayanarak toplam 700 ismin geçtiği ve bu isimlerden 553’ünün açık kimliği ile belirlendiğini vurguladı. İtiraflarda geçen 70 kişinin halen kamu kurumlarında görevde olması, konunun ciddiyetini artırmış durumda. Gözaltına alınanların ifadeleri, Dışişleri Bakanlığı içerisindeki örgütsel yapılanmanın derinliklerini gözler önüne seriyor.
Ömer Erfidan’ın Rolü
Soruşturmalarda, Dışişleri yapılanmasının başında örgütün "Almanya imamı" olarak bilinen Ömer Erfidan'ın bulunduğu netleşti. Erfidan’ın geçmişte FETÖ'nün Dışişleri imamı olarak görev yaptığı, sonrasında yurtdışına kaçarak Avrupa’daki yapılanmanın kontrolünü üstlendiği tespit edildi. Araştırmalara göre, Bakanlık içinde aktif olarak görev yapan bazı FETÖ mensupları, kuruma sızmış ve fişleme yaparak himmet parası toplamıştır. Ayrıca, Dışişleri çalışanlarını örgüt içindeki evliliklerle ilişkilendirme çabaları da dikkat çekmektedir. Devlete ait gizli bilgilerin örgüt kanallarına sızdırılması, örgütün ulusal güvenlik açısından oluşturduğu tehlikenin büyüklüğünü göstermektedir.
Çeşitli İletişim Yöntemleri Kullanıldı
Örgüt mensuplarının birbirleriyle iletişim kurarken ByLock ve benzeri gizli mesajlaşma uygulamaları kullanması da dikkat çekici bir başka durumdur. Bunun yanı sıra, ankesörlü hatlar ve operasyonel telefonların bilgi transferinde istendiği belirlenmiştir. Bu iletişim yöntemleri, örgütün gizli yapısını sürdürme konusundaki kararlılığını ve devletin güvenlik güçleriyle olan mücadelesinin ne denli zor olduğunu gözler önüne sermektedir. Dışişleri Bakanlığı’ndaki bu sızma girişimi, ülkenin diplomatik ve güvenlik stratejilerine yönelik tehditlerin ön plana çıkmasına sebep olmuştur. Hukuk sürecinin devam etmesi ve ilgili kişilerin adalet önüne çıkarılması beklenmektedir.