Kosova'da, seçmenler bugün, ülkedeki siyasi belirsizliği sona erdirmek amacıyla erken genel seçimler için sandığa gidiyor. Şubat ayında yapılan seçimlerin ardından hükümetin kurulamaması, meclisin kilitlenmesine ve ülkenin Batı ile olan ilişkilerinin zor bir duruma düşmesine neden olmuştu. Son genel seçimlerde, Başbakan Albin Kurti liderliğindeki Vetevendosje (VV) Partisi oyların yaklaşık yüzde 42'sini kazanmış ancak tek başına iktidar için gerekli olan çoğunluktan yoksun kalmıştı.
Meclisteki Kriz ve Erken Seçim Kararı
Sonrasındaki aylarda, Kosova Meclisi'nde çeşitli oturumlar düzenlenmesine rağmen, meclis başkanı seçilemedi ve 120 sandalyeli mecliste bir koalisyon kurulması mümkün olmadı. Bu kurumsal çıkmazın ardından Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, geçtiğimiz ay erken seçim kararı alarak, belirsizliğin sona erdirilmesi için adım attı. Bu durumu, Kosova'nın 2008 yılında bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana gerçekleşen yedinci parlamento seçimi olarak tanımlamak mümkün. Seçim süreci, hem ülke içindeki siyasi dinamikleri hem de uluslararası ilişkileri etkileme potansiyeline sahip.
Kurti'nin Hedefleri ve Ekonomik Vizyonu
2021'den bu yana ülkeyi yöneten Başbakan Kurti, seçim kampanyasını ekonomide istikrar ve büyüme vaadi üzerine şekillendirdi. NTV tarafından aktarılan habere göre, AFP'ye yaptığı açıklamada partisinin bu seçimde oyların yüzde 50'sini aşarak siyasi tıkanıklığı aşacağına dair umut beslediğini ifade etti. Görev süresi boyunca yüzde 4 oranında ekonomik büyüme sağladığını vurgulayan Kurti, emeklilere ve küçük çocuklu ailelere yıl sonuna kadar 100 avro destek ödemesi yapılacağını da duyurdu. Ancak muhalefet, hükümetin bu adımlarını sert bir şekilde eleştiriyor. Ekonomideki zorluklar ve artan enflasyon, muhalefetin hükümeti eleştirdiği ana unsurlar arasında yer alıyor.
Batı ile İlişkiler ve AB'ye Yönelik Eleştiriler
Kurti hükümeti, özellikle kuzeydeki Sırp azınlık üzerinde uyguladığı politikalar sebebiyle ABD ve Avrupa Birliği'nden yoğun eleştirilere maruz kalıyor. Muhalefet, mevcut yönetimin uluslararası alanda Kosova'nın güvenilirliğini azalttığını öne sürerek, bu durumun ülkenin NATO ve AB üyelik hedeflerini zorlaştırdığını yakin. LDK lideri Lumir Abdixhiku, hükümetin politikalarının sonuçlarının ülkeyi olumsuz etkilediğini iddia ediyor. Ayrıca, geçtiğimiz yıl kuzeydeki gerilimlerin ardından AB, Kosova'ya yönelik bazı mali yaptırımlar uygulamıştı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise bu yaptırımların kaldırılacağını ve Kosova'ya 400 milyon avrodan fazla yardım yapılacağını açıkladı.
Diyaspora Seçmenleri ve Lojistik Zorluklar
Yaklaşık 2 milyon seçmenin bulunduğu bu seçimlerde, geniş diaspora topluluğunun katılımı önemli bir faktör olmakla birlikte, bu durum bazı lojistik sıkıntılara yol açıyor. Seçmenler, genel partilerin yanı sıra azınlıklara ayrılmış 20 sandalye için de oy verecek; bu sandalyelerin 10'u Sırp toplumuna tahsis edilmiş durumda. Yeni meclisin nisan ayına kadar bir cumhurbaşkanı seçmesi ve Dünya Bankası ile AB ile yapılan yaklaşık 1 milyar avroluk kredi anlaşmalarını onaylaması gerekiyor. Uzmanlar, bu süreçte uzlaşma sağlanamazsa sağlanamazsa bu fonların süresinin dolabileceğine dikkat çekiyor. Hukuki ve Siyasi Çalışmalar Grubu'ndan Besar Gërgi'nin belirttiği gibi, Kosova, siyasi tıkanıklık nedeniyle kaybedilecek bir yıla daha dayanamaz.
Seçim Sonuçlarının Belirleyiciliği
Seçimlerin açılmasının ardından en kritik soru, Başbakan Kurti’nin tek başına güçlü bir yetki alıp alamayacağı ya da muhalefetin ortak bir koalisyonla yeni bir hükümet kurup kuramayacağıdır. Cumhurbaşkanı Osmani ise demokratik süreçlerin standartlara uygun bir şekilde tamamlanması ve yeni hükümetin kısa süre içerisinde kurulması gerekliliğine vurgu yaptı. Bu seçim, hem iç politikadaki gelişmelerin hem de Kosova’nın uluslararası arenadaki konumunu etkileyen kritik bir eşik olabilir.
