Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Türkiye’nin yükseköğretim sistemi için hazırlanan ‘2030’a Doğru Türk Yükseköğretiminin Yol Haritası’ ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Özvar, bu açıklamaları yapmadan önce, İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze’de yürüttüğü saldırıları sert bir dille eleştirdi. Özvar, "İsrail, son iki yıl boyunca Gazze’de bebekler, kadınlar, yaşlılar ve hasta bireyler dahil olmak üzere Filistin halkını hedef alan bir soykırım gerçekleştirmekte, bu durum tüm insanlığın vicdanını derinden yaralamaktadır." dedi.
Filistin Halkına Destek
Özvar, gerçekleştirilen vahşi saldırılara karşı 46 farklı ülkeden yüzlerce aktivistin Gazze halkıyla dayanışma göstermek için harekete geçtiğini vurguladı. Bu süreçte, 'sumud' adını taşıyan uluslararası bir özgürlük birliğinin oluşturulduğuna dikkat çekti. Sumud kelimesi, arapça kökenli olup kararlılığı simgelerken, bu birlik insanlığın ortak vicdanını temsil eden barışçıl bir dayanışma koalisyonu olarak tanımlandı. Özvar, bu birlik ile Filistin halkının acılarının sona ermesi ve barışın sağlanması hedeflerinin ön planda olduğunu ifade etti. Bu tür organizasyonların, dünya üzerinde barış ve adalet arayışında önemli bir rol oynadığına inandığını belirtti.
Kalite Odaklı Süreç Yönetimi
'2030’a Doğru Türk Yükseköğretiminin Yol Haritası' hakkında detaylı bilgi veren Özvar, projelerin sürdürülebilir olması gerektiğinin altını çizdi. Burada kalite odaklı süreç yönetimi ve liderliğin önemi vurgulandı. Özvar, üniversitelerin kurumsal mükemmeliyetini sürekli kılacak, aynı zamanda etkin ve kapsayıcı kalite güvencesi sistemlerinin tesis edilmesi hedeflendiğini belirtti. Bu anlayışın, üniversitelerin stratejik yönetim, eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal katkı gibi alanlarda kaliteyi öncelikli hale getirecek bir bakış açısıyla hareket etmesini sağlayacağını vurguladı.
Dijital Dönüşüm ve Veriye Dayalı Yönetim
Özvar, yükseköğretimde dijital dönüşüm ile veriye dayalı yönetim için eylem planlarının hazırlandığını açıkladı. Büyük veri, yapay zeka ve dijital teknolojilerin, yalnızca idari süreçlerde değil, eğitim ve araştırma süreçlerinde de etkin bir şekilde kullanılabilmesi için yeni yapılar oluşturulması hedefleniyor. Bu bağlamda, Türkiye üniversitelerinin uluslararası düzeyde daha rekabetçi hale gelmesi amacıyla dijital araçların daha fazla entegrasyonu gerektiğinin altını çizdi. Bu stratejilerin hayata geçirilmesi, yükseköğretim sisteminin modernizasyonu açısından kritik bir önem taşıyor.
Üç Yılda Mezun Olma İmkanı
Özvar, üniversite öğrencileri için yapacakları reformlarla üç yıl içinde mezun olabilme imkanının oluşturulacağını duyurdu. Bu yeni yaklaşımla yükseköğretim sisteminin verimliliğinin artırılmasının yanı sıra, uluslararası standartlara daha uygun hale geleceği öngörülüyor. Öğrencilerin sadece bir diploma almakla kalmayıp, aynı zamanda beceri ve yetkinliklerle donatılmış bireyler olarak mezun olmasının hedeflendiği belirtildi. Bu reformlarla, Türkiye’nin gençlerinin küresel düzeyde rekabet edebilir nitelikte bireyler olmasının sağlanmasının yanı sıra, ülke kalkınmasına olumlu katkılar sağlaması amaçlanıyor.
AKTS Sisteminin Gözden Geçirilmesi
Özvar, Avrupa Kredi Transfer Sistemi (AKTS) ile ilgili düzenlemelerin yapılacağını da ifade etti. Özellikle dört yıllık lisans programları için gereken 240 AKTS’nin gözden geçirilmesinin önemli bir adım olacağını belirtti. Eğitim süreçlerinde uygulamalı eğitime daha fazla yer verilmesi gerektiğini de vurgulayarak, Avrupa'da öğrencilerin 180 AKTS ile mezun olabildiği gerçeğiyle karşılaştırarak, Türk eğitim sisteminin de gerekli reformları yaparak, uygun hale getirilmesi gerektiğine işaret etti. Bu bağlamda, birlikte hareket ederek yeni sistemlerin oluşturulmasının önemine vurgu yaptı.