Anadolu: Medeniyetlerin İzinde Zamanda Yolculuk!

Binlerce yıllık tarihi boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu topraklarının her köşesinde bir hikâye, farklı bir medeniyetin izini görmen mümkün. Krallıkların doğup battığı, felsefenin filizlendiği, dinlerin şekillendiği bu topraklarda bir kültür yolculuğuna çıkmak, adeta zamanda geriye gitmek gibi.

Türkiye'de kültür turu yapılabilecek, her biri kendi özgün karakterine sahip en iyi 10 rotayı birlikte keşfedelim.

1. Likya Yolu rotası

Antik Çağ'da "Işık Ülkesi" olarak bilinen Likya, bağımsızlıkçı ruhu, özgün kaya mezarları ve Akdeniz'in turkuaz sularıyla buluşan antik kentleriyle dünya çapında tanınıyor. 20’den fazla antik kenti kapsayan ve toplamda 535 kilometre uzunluğa sahip Likya Yolu’nun yürüyerek tamamlanması ise yaklaşık 29 gün sürüyor. Akdeniz'in batı kıyısında, Muğla ve Antalya illeri sınırları içinde uzanan Likya rotası, sadece tarihî kalıntıları değil, aynı zamanda Türkiye'nin en iyi trekking parkurlarından birini de içeriyor.

Kimler için uygun?: Doğa yürüyüşü ile tarihî keşfi birleştirmek isteyenler, arkeoloji meraklıları, eşsiz manzaralar arayanlar için uygun.

Likya Yolu rotasında görülmesi gereken başlıca yerler

  • Patara Antik Kenti (Kaş, Antalya): Likya Birliği'nin başkenti olan Patara, en önemli liman kenti ve meclis binasına (Bouleuterion) ev sahipliği yapmış. Patara’da antik meclis binası, Zafer Takı, antik deniz feneri, tiyatro ve nadir deniz kaplumbağalarına ev sahipliği yapan kilometrelerce uzanan kumsal, görülmeye değer.
  • Xanthos ve Letoon (Kaş, Antalya): UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki iki antik kent, Likya medeniyetinin dinî ve idarî merkezleri. Xanthos'ta Likya lahitleri, kaya mezarları ve tiyatro kalıntıları, Letoon'da ise üç ana tanrıçaya adanmış tapınak kalıntıları ve kutsal çeşme ile dikkat çekiyor.
  • Myra Antik Kenti ve Aziz Nikolaos Kilisesi (Demre, Antalya): Likya dönemi kaya mezarları ile ünlü Myra, aynı zamanda Aziz Nikolaos (Noel Baba) Kilisesi ile Hristiyanlık tarihi için büyük önem taşıyor. İyi korunmuş Roma tiyatrosu, nehre bakan etkileyici Likya kaya mezarları ve Aziz Nikolaos'un orijinal mezarının olduğuna inanılan kilise mutlaka görülmeli.
  • Olympos ve Phaselis (Kemer, Antalya): Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntıların, yemyeşil doğa ve denizle buluştuğu Olympos, gizemli bir liman kenti. Phaselis ise üç limana sahip önemli bir ticaret merkezi. Phaselis, antik kent kalıntıları, çam ağaçları ve deniz manzarasıyla ünlü. Olympos'ta kentin girişindeki tapınak kalıntıları ve mezarlar, Phaselis'te ise su kemerleri, tiyatro ve ana cadde keşfedilmeye değer.
  • Kekova (Demre/Kaş, Antalya): Kültürel mirasın doğayla nasıl iç içe geçtiğini gösteren etkileyici bir örnek olan Kekova’da tekne ile gezilebilen Batık Şehir kalıntıları ve Orta Çağ kalesine ev sahipliği yapan Simena (Kaleköy), keşfedilmeye değer.
  • Tlos Antik Kenti (Fethiye): Likya'nın en eski yerleşim yerlerinden Tlos’un mitolojik kahraman Bellerophon'un yaşadığı yer olduğuna inanılıyor. Fethiye Ovası'na hâkim konumuyla dikkat çeken Tlos’ta yamaçlara oyulmuş kral mezarları, stadyum, hamam ve kalenin bulunduğu akropol gezilebilir.

Ne zaman gidilir?

  • İlkbahar ve sonbahar ayları, hem havanın yürüyüş için ideal olduğu hem de doğanın en güzel renklerini sunduğu dönemler.

2. Mezopotamya rotası

Fırat ve Dicle nehirleri arasında uzanan kadim Mezopotamya toprakları, insanlık tarihinin başladığı yer olarak kabul ediliyor. Taşın sanata dönüştüğü etkileyici şehirler, peygamberler tarihi ve dünyanın en eski tapınağı ise bu rotanın kalbini oluşturuyor. Mezopotamya, sadece bir gezi değil, aynı zamanda mistik bir yolculuk sunuyor.

Kimler için uygun?: Gurmeler, tarih ile dinler tarihi meraklıları, otantik kültürel deneyim arayanlar için uygun.

Mezopotamya rotasında görülmesi gereken başlıca yerler

Şanlıurfa (Peygamberler şehri ve tarihin başlangıcı)

Şanlıurfa, bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri. Şehir, özellikle arkeoloji ve inanç turizmi açısından çok önemli.

  • Göbeklitepe (UNESCO Dünya Mirası): Dünyanın en eski tapınağı olarak bilinen bu alan, insanlık tarihinin Neolitik dönemine dair bildiğimiz her şeyi değiştiriyor. Kültürel rotanın tartışmasız başlangıç noktası.
  • Balıklıgöl (İbrahim Peygamber'in doğduğu yer): İbrahim Peygamber'in ateşe atıldığına inanılan kutsal Balıklıgöl ve çevresindeki külliyeler, inanç turizmi açısından çok önemli.
  • Şanlıurfa Arkeoloji ve Haleplibahçe Mozaik Müzesi: Türkiye'nin en büyük müzelerinden ve Göbeklitepe buluntularının yanı sıra bölge tarihine ışık tutan zengin koleksiyonlara sahipler.
  • Harran: Şanlıurfa'nın eski yerleşim yeri olan Harran, bölgeye özgü konik kubbeli evleri ve antik üniversite kalıntıları ile ünlü.

Gaziantep (Mozaikler ve tarihî çarşılar)

Gaziantep, gastronomi turizminin yanı sıra tarihî ve kültürel zenginlikleriyle de öne çıkıyor.

  • Zeugma Mozaik Müzesi: Dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri ve özellikle kayıp kent Zeugma'dan kurtarılan ünlü "Çingene Kızı" mozaiğine ev sahipliği yapmasıyla ünlü.
  • Gaziantep Kalesi: Şehrin merkezinde yer alan ve tarih boyunca birçok medeniyete tanıklık etmiş anıtsal bir yapı.
  • Bakırcılar Çarşısı ve Bey Mahallesi: Geleneksel el sanatlarını ve eski Antep evlerinin mimarisini görebileceğin otantik bölgeler arasında yer alıyor.

Mardin (Medeniyetlerin harmanı)

Etkileyici taş evleri, dar sokakları ve farklı inançları bir arada barındıran yapısıyla Mardin, adeta bir açık hava müzesi.

  • Mardin tarihî evleri ve sokakları: Kendine has taş mimarisi, Artuklu döneminden kalma süslemeleri ve Mezopotamya Ovası'na bakan manzaraları ile görülmeye değer.
  • Deyrulzafaran Manastırı: Süryani Ortodoks Kilisesi'nin önemli merkezlerinden olan bu manastır, binlerce yıllık tarihi ve mistik atmosferiyle dikkat çekiyor.
  • Kasımiye Medresesi: Artuklu döneminin en görkemli yapılarından biri medrese, mimarisi ve içindeki su sesiyle bilinen sembolik öğeleri ile ünlü.
  • Dara Antik Kenti: Kaya mezarları, sarnıçları ve yeraltı şehirleriyle bilinen Dara, Roma döneminin önemli bir sınır garnizonu.

Diyarbakır (Surlar ve tarihî miras)

Diyarbakır, surları ve kültürel çeşitliliği ile Mezopotamya rotasının en önemli merkezlerinden.

  • Diyarbakır Surları (UNESCO Dünya Mirası): Çin Seddi'nden sonra dünyanın en uzun ve en iyi korunmuş surlarından biri. Surlar üzerindeki yazıtlar ve burçlar, şehrin tarihini anlatıyor.
  • Hevsel Bahçeleri (UNESCO Dünya Mirası): Dicle Nehri kıyısında, surlar ile nehir arasında uzanan bu verimli arazi, binlerce yıldır şehrin gıda ihtiyacını karşılamış.
  • Diyarbakır Ulu Camii: Anadolu'nun en eski camilerinden biri ve farklı mimarî stilleri bir araya getiren önemli bir Artuklu yapısı.

Adıyaman (Kommagene Krallığı'nın zirvesi)

Adıyaman, özellikle Helenistik döneme ait eşsiz kalıntılarıyla kültürel rota için kritik bir durak.

  • Nemrut Dağı Milli Parkı (UNESCO Dünya Mirası): Kommagene Krallığı'ndan kalma dev heykellerin ve kral mezarlarının bulunduğu bu alan, özellikle gün doğumu ve batımı manzaralarıyla ünlü.

Ne zaman gidilir?

  • İlkbahar ve sonbahar ayları, yazın bunaltıcı sıcaklarından kaçınmak için en uygun zamanlar.

Yazar Notu: Mezopotamya rotasından yerel lezzetleri tatmadan dönmemelisin. Gaziantep'te baklava, Şanlıurfa'da kebap, Mardin'de ise Süryani kahvesi mutlaka denemen gereken lezzetler arasında yer alıyor.

3. İyonya rotası

Felsefenin, bilimin ve demokrasinin temellerinin atıldığı İyonya, Batı medeniyetinin doğduğu yer olmasıyla ünlü. İzmir ve Aydın illerinin sahil şeridini kapsayan İyonya rotası ise seni, Herodot'un, Thales'in ve Hipokrat'ın yürüdüğü mermer caddelerde, dünyanın en büyük antik tiyatrolarında ve tapınaklarında gezdirecek.

Kimler için uygun?: Antik Yunan tarihi ve felsefesi meraklıları, sanat tarihi tutkunları, Ege'nin sakin atmosferini sevenler için uygun.

İyonya rotasında görülmesi gereken başlıca yerler

İzmir ve çevresi (Kuzey ve Orta İyonya)

  • Efes Antik Kenti (UNESCO Dünya Mirası): Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı'na ev sahipliği yapan Efes Antik Kenti’nde Celsus Kütüphanesi, Büyük Tiyatro, Yamaç Evler, Meryem Ana Evi (Hristiyanlık inancında önemli bir hac noktası) mutlaka görülmeli.
  • İzmir Agorası (Smyrna): Günümüz İzmir'in (Smyrna) kalbindeki Roma döneminden kalma bu pazar yeri, Helenistik ve Roma kent yaşamının merkezi. Antik kemerler ile sütunlar, yer altı bazilikası ve modern şehrin ortasındaki tarihî dokuyu tamamlıyor.
  • Bergama (Pergamon - UNESCO Dünya Mirası): Parşömenin icat edildiği, Helenistik dönemde önemli bir kültür ve siyaset merkezi. Dik yamaçta kurulan akropol, dünyanın 2. büyük kütüphanesinin kalıntıları, Asklepion (Antik Çağ'ın ünlü tıp merkezi) ve Anadolu'nun en dik tiyatrosu burada yakından görülebilir.
  • Klaros ve Notion: İyonya'nın en önemli kehanet merkezlerinden olan Klaros, Apollon tapınağı ve kehanet kuyusu ile ünlü. Klaros'taki dev Apollon heykeli kalıntıları ve Notion'daki surları keşfedebilirsin.
  • Erythrai (Ildırı, Çeşme): 10 İyon kentinden biri olan Erythrai, tiyatro kalıntıları ve Athena Tapınağı'nın temelleriyle biliniyor.
  • Teos (Sığacık) ve Klazomenai (Urla): Sanatçılar kenti Teos ve dünyanın en eski zeytinyağı üretim merkezlerini görebileceğin Klazomenai, rotanın önemli durakları.

Aydın Bölgesi (Güney İyonya)

  • Milet Antik Kenti: Antik Çağ'ın en önemli bilim, felsefe ve ticaret merkezi olan Milet, Thales, Anaksimandros ve Hekataios gibi önemli İyonyalı düşünürler yetiştirmiş. Büyük Tiyatro, Faustina Hamamları ve Milet Müzesi, keşfedilmeye değer.
  • Priene Antik Kenti: Izgara planlı (Hippodamos) şehir planlamanın en önemli örneklerinden olan Priene’de Athena Polias Tapınağı, meclis binası (Bouleuterion) ve tiyatro görülebilir.
  • Didyma (Didim): Antik dünyanın en önemli Apollon Tapınağı'na ev sahipliği yapan büyük bir kehanet merkezi olan Didyma, Apollon Tapınağı'nın devasa sütunları ve Medusa başı ile ünlü.

Ne zaman gidilir?

  • İlkbahar ve sonbahar aylarının yanı sıra denizin tadını çıkarmak için yaz aylarında da bu rotayı keşfe çıkabilirsin.

Yazar Notu: İyonya rotanı planlarken Şirince gibi otantik köylere ve Urla'nın üzüm bağlarına da mutlaka zaman ayırmalısın.

4. Kapadokya rotası

Milyonlarca yıl önce volkanik patlamalarla oluşan tüf tabakalarının rüzgâr ve su tarafından aşındırılmasıyla meydana gelen peribacaları, Kapadokya'yı masalsı bir diyara dönüştürüyor. Ancak bu bölgenin sırrı sadece yer üstünde değil, aynı zamanda yerin metrelerce altındaki devasa yer altı şehirleri ve tüf kayalar oyularak inşa edilmiş etkileyici kaleler de çok ilgi görüyor.

Kimler için uygun?: Fotoğraf tutkunları, macera arayanlar, eşsiz coğrafî oluşumlara ve erken Hristiyanlık tarihine ilgi duyanlar için uygun.

Kapadokya rotasında görülmesi gereken başlıca yerler

Kapadokya yeraltı şehirleri

Kapadokya, düşman baskınlarından korunmak için inşa edilmiş yüzlerce kilometrelik tünel ve odalara sahip yeraltı şehirleriyle ünlü.

  • Derinkuyu Yeraltı Şehri: 12-13 kata kadar inen, bölgenin en derin ve en geniş yer altı şehri. Mutfaklardan ahırlara, kiliselere kadar tüm yaşam alanlarını barındırıyor.
  • Kaymaklı Yeraltı Şehri: 8 katlı karmaşık yapısıyla biliniyor. Tünelleri dar ve alçak, bu da burayı daha zorlu ama daha otantik bir deneyim haline getiriyor.
  • Özkonak Yeraltı Şehri: Daha az bilinen ve ilginç mimarî detaylara sahip bir alternatif.

Açık hava müzeleri ve kiliseler

Kapadokya’nın büyük peribacaları içine oyulmuş kiliseleri, Bizans dönemi fresk sanatı açısından paha biçilmez.

  • Göreme Açık Hava Müzesi (UNESCO Dünya Mirası): Kapadokya’nın en ünlü kültürel durağı. Kaya içine oyulmuş sayısız manastır, kilise (özellikle Karanlık Kilise ve Elmalı Kilise) ve yaşam alanlarını barındırıyor. Freskler, hâlâ canlı renklerini koruyor.
  • Zelve Açık Hava Müzesi: Manastır hayatının en eski örneklerinin görüldüğü bir vadi. Sakin ve doğal bir atmosfere sahip.
  • Ihlara Vadisi (Aksaray): Erciyes Dağı'ndan akan suların oluşturduğu, 100 metreyi aşan derinlikte bir kanyon. Kanyon boyunca yürüyüş yaparken sayısız kaya oyma kiliseyi (özellikle Ağaçaltı Kilisesi ve Yılanlı Kilise) görebilirsin.

Sembolik peribacaları ve vadiler

Kapadokya'nın jeolojik harikaları, aynı zamanda tarihî hikayelere de sahne olmuş.

  • Paşabağ (Rahipler Vadisi) ve Zelve: En karakteristik ve şapkalı peribacalarının bulunduğu yerler. Burada kayaya oyulmuş keşiş hücrelerini de görebilirsin.
  • Devrent (Hayal) Vadisi: Hayvan figürlerine benzetilen ilginç kaya oluşumlarıyla ünlü. Hayal Vadisi, jeolojik yapıyı en iyi inceleyebileceğin yerlerden biri.
  • Üç Güzeller (Ürgüp): Bölgenin ikonik sembolü olan bu üçlü peribacası oluşumu, popüler fotoğraf noktalarından biri ve yerel efsanelere konu olmuş.

Tarihî merkezler ve kaleler

Kapadokya’nın idarî ve yerleşim merkezleri, geleneksel yaşam tarzını gözler önüne seriyor.

  • Uçhisar Kalesi: Bölgenin en yüksek noktası. Zirveye tırmanarak tüm Kapadokya'yı (Göreme, Avanos, Ihlara) kuş bakışı izleyebilirsin. Kale, Bizans ve Selçuklu dönemlerinde de önemli bir gözetleme noktasıydı.
  • Avanos: Kızılırmak Nehri'nin iki yakasına kurulmuş Avanos, geleneksel çömlekçilik sanatının merkezi olan bir kasaba. Burada atölyeleri ziyaret edebilir ve kendi çömleğini yapmayı deneyebilirsin.
  • Mustafapaşa (Sinasos): Eski bir Rum yerleşimi olan Mustafapaşa, taş konakları, kiliseleri ve tarihî mimarisi ile Kapadokya’nın kültürel çeşitliliğini yansıtıyor.

Müzeler ve diğer önemli duraklar

  • Nevşehir Müzesi: Bölgeden çıkarılan Hitit, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserleri görebilirsin.
  • Güvercinlik Vadisi: Uçhisar'dan Göreme'ye uzanan vadi, kayalara oyulmuş güvercin yuvalarıyla ünlü. Bu yuvaların, bölge halkının tarımsal gübre ihtiyacını karşılamak için kullanılıyor olması, Kapadokya kültürü için önemli bir detay.

Ne zaman gidilir?

  • Kapadokya, yılın her dönemi güzel olsa da özellikle ilkbahar ve sonbahar ayları, keşif için en güzel zamanlar. Kış aylarındaki kar manzarası da büyüleyici.

Yazar Notu: Gün doğumunda yapılan sıcak hava balonu turları, Kapadokya'yı kuş bakışı görmek ve kartpostal güzelliğinde fotoğraflar çekmek için ideal.

5. Hitit Medeniyeti rotası

Anadolu'nun en köklü ve en büyük imparatorluklarından birinin izlerini sürebileceğin bu rota, Hitit Devleti'nin başkenti, Hattuşa ve çevresindeki Çorum. Ankara’nın çevresi de Hititlerin Anadolu'ya yerleştiği ilk dönemlere ve ticaret kolonilerine ait önemli izler taşıyor. Kayseri ise Hitit tarihinin başlangıcı sayılan Asur Ticaret Kolonileri dönemine ait önemli kalıntılara ev sahipliği yapıyor.

Kimler için uygun?: Derin tarih ve arkeoloji meraklıları, daha az bilinen rotaları keşfetmek isteyenler için uygun.

Hitit Medeniyeti rotasında görülmesi gereken başlıca yerler

Çorum (Hitit İmparatorluğu'nun merkezi)

Çorum, Hitit Devleti'nin başkentini ve en önemli dinî merkezlerini barındırdığı için bu rotanın en kritik noktası.

  • Hattuşa (Boğazköy - UNESCO Dünya Mirası): Hitit İmparatorluğu'nun başkenti olan Hattuşa, Hitit kültürü, sanatı ve siyasetinin merkezi. Büyük Tapınak, Kral Kapısı, Aslanlı Kapı, Yerkapı (tüneli), Büyük Kale (Büyük Saray) kalıntıları ve Hitit hiyeroglif yazıtlarının bulunduğu Nişantepe, mutlaka görülmeli.
  • Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı (UNESCO Dünya Mirası): Hattuşa'nın hemen yakınında bulunan, doğal kayalıklar arasına inşa edilmiş Hititlerin en kutsal alanı. Hitit panteonundaki tanrı ve tanrıçaların kabartmaları (özellikle Fırtına Tanrısı Teşup ve Güneş Tanrıçası Hepat) dikkat çekiyor.
  • Alacahöyük: Hititlerden önceki Hatti dönemine ait kralların mezarlarının bulunduğu yer. Hititlerin sembolü haline gelen meşhur Güneş Kursları burada bulundu. Sfenksli Kapı, Erken Tunç Çağı kral mezarları ve Hitit sonrası Frig dönemine ait yapıları keşfe çıkabilirsin.
  • Çorum Müzesi: Bölgeden çıkarılan ve Hitit tarihine ışık tutan önemli eserleri (özellikle seramikler, yazıtlar ve altın buluntular) barındırıyor.

Ankara (Erken Hitit Dönemi)

Ankara çevresi, Hititlerin Anadolu'ya yerleştiği ilk dönemlere ve ticaret kolonilerine ait izler taşıyor.

  • Anadolu Medeniyetleri Müzesi: Türkiye'deki en zengin Hitit koleksiyonlarından birine sahip müzede Hattuşa, Alacahöyük, Kültepe gibi merkezlerden gelen eserler sergileniyor. Hitit seramikleri, mühürleri ve kabartmaları, görülmeye değer.
  • Gordion (Polatlı): Hititlerin yıkılmasından sonra bölgeye hakim olan Frig Krallığı'nın başkenti. Rotayı Hitit sonrası döneme genişletmek için mükemmel bir durak. Kral Midas'ın mezarının bulunduğu söylenen Büyük Tümülüs ve antik kent kalıntılarını burada görebilirsin.

Kayseri (Hitit Ticaret Kolonisi Dönemi)

Kayseri, Hitit tarihinin başlangıcı sayılan Asur Ticaret Kolonileri dönemine ait çok önemli kalıntılara ev sahipliği yapıyor.

  • Kültepe (Kaniş Karum - UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi): Anadolu'daki ilk organize ticaret merkezi ve Asur Ticaret Kolonileri'nin başkenti. Hitit medeniyetinin oluşumunda büyük rol oynayan Kültepe’de çivi yazılı tabletlerin (Kapadokya tabletleri) bulunduğu Karum (pazar yeri) ve höyük (Kaniş) kalıntıları görülebilir. Bu tabletler, Anadolu'daki ilk yazılı belgeler olarak kabul ediliyor.

Aksaray (Geç Hitit ve Asur etkileşimi)

  • Acemhöyük: Kültepe ile çağdaş olan bir diğer önemli Asur ticaret kolonisi ve bölge merkezi. Hititlerin ataları olan yerel beyliklerin izlerini taşıyor.

Ne zaman gidilir?

  • İç Anadolu'nun karasal iklimi göz önüne alındığında bu rotayı keşfetmek için en ideal zamanlar ilkbahar ve sonbahar ayları.

6. Pamfilya rotası

Pamfilya rotası, günümüz Antalya ilinin sahil şeridinin doğu ve orta kısımlarını kapsayarak Antik Çağ'ın en önemli ticaret merkezleri ve limanlarına ev sahipliği yapıyor. "Irkların çeşitliliği" anlamına gelen Pamfilya, özellikle Roma döneminde zenginleşmiş ve bu zenginliğini devasa tiyatrolar, anıtsal kapılar ile stadyumlar inşa edilerek göstermiş. Pamfilya rotası seni, Akdeniz kıyılarında antik dünyanın en iyi korunmuş yapılarından bazıları arasında gezintiye çıkaracak.

Kimler için uygun?: Roma dönemi mimarisine hayran olanlar, tiyatro ve sanat tutkunları, Akdeniz tatiliyle kültürel bir geziyi birleştirmek isteyenler için uygun.

Pamfilya rotasında görülmesi gereken başlıca yerler

  • Perge Antik Kenti (Aksu, Antalya): Helenistik dönemden Roma İmparatorluğu'na kadar altın çağını yaşayan Perge’de bölgenin en iyi korunmuş stadyumu ve görkemli heykellerle süslü Sütunlu Cadde, çok ilgi görüyor. Helenistik ve Roma dönemlerine ait etkileyici şehir kapıları ile Roma yaşam tarzını yansıtan büyük hamam kompleksleri de görülmeye değer.
  • Aspendos Antik Kenti (Serik, Antalya): Dünyanın en iyi korunmuş Roma tiyatrolarından birine ev sahipliği yapan Aspendos, mimarisi ve olağanüstü akustiği ile ünlü. M.S. 2. yüzyılda inşa edilen 15.000 kişilik kapasiteli tiyatronun yanı sıra şehre su taşıyan etkileyici kemer kalıntıları (Aquaeduct) da çok etkileyici.
  • Side Antik Kenti (Manavgat, Antalya): Antik Çağ'da önemli bir liman ve korsanların merkezi olan Side, tarihî kalıntıların modern bir tatil kasabasıyla iç içe geçtiği güzel bir atmosfere sahip. Side Apollon Tapınağı ve Athena Tapınağı, denizin kenarında özellikle gün batımında sundukları manzaralarla ünlü. Antik hamam binasında kurulan Side Müzesi de bölgeden çıkarılan Roma dönemine ait heykelleri sergiliyor.
  • Attaleia (Kaleiçi, Antalya merkezi): Antalya’nın kalbini oluşturan bu liman bölgesinde Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerinden Osmanlı mimarisine kadar uzanan katmanlı bir mimarî görebilirsin. M.S. 130 yılında inşa edilmiş anıtsal giriş kapısı Hadrian Kapısı (Üç Kapılar), Selçuklu dönemine ait sembolik Yivli Minare ve dar sokaklar arasında kaybolmuş geleneksel Osmanlı ve Akdeniz mimarisine sahip evler, keşfedilmeye değer. 
  • Sıcak Akdeniz ikliminden dolayı Pamfilya rotasını yılın her mevsimi keşfe çıkmak mümkün.
  • Ertuğrul Gazi Türbesi: Beyliğin kurucusu ve Osman Gazi'nin babası Ertuğrul Gazi'nin anıt mezarı. Bölgenin manevi ve tarihî başlangıç noktası olarak kabul ediliyor.
  • Ertuğrul Gazi Müzesi: Bölgenin etnografik ve otantik dokusunu yansıtan eserlerin sergilendiği önemli bir müze.
  • Domaniç: Yazlık yayla olarak kullanılan bu bölge, Osmanlı'nın göçebe yaşamının izlerini taşıyor.
  • Bursa Ulu Camii: Erken Osmanlı mimarisinin şaheseri olan 20 kubbeli, Selçuklu etkilerini taşıyan Ulu Camii, Osmanlı'nın manevi gücünün sembolü.
  • Osman ve Orhan Gazi türbeleri: Tophane Tepesi'nde yer alan, imparatorluğun kurucularının anıt mezarları.
  • Yeşil Cami ve Yeşil Türbe: Çelebi Mehmet dönemine ait, Bursa'ya özgü çini sanatının zirvesini temsil eden yapılar.
  • Muradiye Külliyesi: Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar hanedan üyelerinin defnedildiği, Osmanlı'nın ilk kompleks külliyelerinden biri.
  • I. Murat Hüdavendigar Camii: Cami ve medrese birimlerinin iç içe olduğu, farklı bir mimarî tarza sahip önemli bir yapı.
  • Selimiye Camii ve Külliyesi (UNESCO Dünya Mirası): Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği, Osmanlı klasik mimarisinin zirvesi kabul edilen anıtsal yapı.
  • Üç Şerefeli Camii: Erken dönemden klasik döneme geçişin mimarî örneği. Cami, farklı kalınlık ve yükseklikteki dört minaresi ile dikkat çekiyor.
  • Eski Camii: Osmanlı'nın Edirne'deki ilk büyük camisi Eski Camii’nin içindeki hat (yazı) sanatı çok ünlü.
  • II. Bayezid Külliyesi (Sağlık Müzesi): Avrupa'da çağının en gelişmiş tıp merkezi ve akıl hastanesi olan bu külliye, günümüzde ise tıp tarihi müzesi olarak hizmet veriyor.
  • Tarihî Karaağaç Tren İstasyonu ve Lozan Anıtı: Edirne'nin Avrupa ile olan tarihî bağını ve yakın dönemi simgeliyor.
  • Topkapı Sarayı: Fatih Sultan Mehmet'ten itibaren 400 yıl boyunca imparatorluğun yönetim, eğitim ve sanat merkezi olan Topkapı Sarayı’nda hazine dairesi, kutsal emanetler ve harem bölümleri mutlaka görülmeli.
  • Ayasofya ve Sultanahmet Camii: İki imparatorluğun (Bizans ve Osmanlı) ihtişamını yan yana sergileyen anıtsal yapılar.
  • Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı: Osmanlı ticaret hayatının kalbi olan bu otantik çarşılar, tarihî dokuyu ve ticarî hareketliliği yansıtıyor.
  • Süleymaniye Camii ve Külliyesi: Mimar Sinan'ın kalfalık eseri sayılan Süleymaniye Camii, Haliç manzarasına hâkim ve heybetli bir külliyeye sahip.
  • Dolmabahçe Sarayı: Osmanlı'nın modernleşme dönemindeki Batı etkilerini yansıtan Dolmabahçe Sarayı, son dönem saray örneklerinden.
  • Yerebatan Sarnıcı: Bizans döneminden kalma sarnıç, İstanbul'un yer altı zenginliğini gösteren mistik bir yapı.
  • Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında tarihî dokunun doğayla uyumunu daha iyi görebilirsin. Kış aylarında ise mimarî eserlerin kar altında fotoğraflarını çekebilirsin.
  • Yazılıkaya (Midas Anıtı - Han, Eskişehir): Frigya'nın en görkemli anıtı olan Yazılıkaya, kayalık yüzeye kazınmış büyük bir cephe anıtı ve Frig yazıtları ile ünlü. Kral Midas’ın adının geçtiği bu yer, Friglerin Ana Tanrıçası Matar (Kibele) kültünün de merkezi. Büyük Kale, kaya basamakları ve Frig dönemi sunakları, mutlaka görülmeli.
  • Maltaş (Afyonkarahisar): Yazılıkaya'ya benzer, ancak daha küçük boyutlardaki Maltaş, Kibele'ye adanmış bir başka kaya anıtı.
  • Kapıkaya (Afyonkarahisar): Farklı dönemlere ait kaya mezarları ve Frig kabartmalarının bulunduğu önemli bir yerleşim yeri.
  • Aslantaş ve Yılantaş (Afyonkarahisar): Frigya'nın simgesel hayvanlarını (Aslan ve yılan/ejderha) tasvir eden, anıtsal kaya mezarları. Bu anıtlar, Frig mezar mimarisinin güçlü örnekleri.
  • Döğer (İhsaniye, Afyonkarahisar): Frigya Vadisi'nin merkez yerleşimlerinden Döğer, bölgeye özgü çok katlı kaya evleri, kiliseler ve sığınakları ile dikkat çekiyor. Frig kaya yerleşimleri ve Döğer Kervansarayı (Selçuklu dönemi), keşfedilmeye değer.
  • Gerdekkaya (Seyitgazi,Eskişehir): Bir kale görünümünde olan bu kaya kütlesinde Frig dönemi mezar odaları ve sığınaklar bulunuyor. Gerdekkaya, Frig Vadisi’nin en dikkat çekici doğal kalelerinden biri.
  • Güneş Adası (Han, Eskişehir): Sivil ve dinî mimarinin izlerini taşıyan, kaya içine oyulmuş evler ve sunaklarla dolu geniş bir yerleşim alanı.
  • Aizanoi Antik Kenti (Çavdarhisar, Kütahya): Frigya sınırları içinde yer alan Aizanoi, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor. Dünyanın ilk borsa binası, Zeus Tapınağı ve stadyum-tiyatro kompleksini burada görebilirsin.
  • Seyitgazi Külliyesi (Eskişehir): Frigya bölgesinin yakınında, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı döneminin önemli bir dinî ve tarihî merkezi olan Seyitgazi Külliyesi, Anadolu'nun İslâmlaşması açısından büyük önem taşıyor.
  • Doğa yürüyüşleri ve bisiklet rotaları: Tarihî alanlar arasındaki geniş vadiler (Frig Yolu trekking parkuru), sadece kültürel değil, aynı zamanda doğa turizmi açısından da güzel manzaralar sunuyor.
  • Sıcak yaz ayları ve soğuk kışlardan dolayı rotayı keşfetmek için en iyi zamanlar, yürüyüş ile keşif için elverişli olan İlkbahar ve sonbahar ayları.
  • Bodrum Kalesi (St. Jean Şövalyeleri Kalesi): Mausoleum'dan getirilen taşlarla inşa edilmiş bu kale, günümüzde Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor.
  • Mausoleum kalıntıları: Dünyanın yedi harikasından kalan anıt mezar alanını ziyaret edebilirsin.
  • Bodrum Antik Tiyatrosu: Bodrum merkezinde, Karya döneminden kalma Anadolu'nun en eski tiyatrolarından biri.
  • Myndos Kapısı: Büyük İskender'in kenti kuşatırken kullandığı efsanevi kapı.
  • Knidos Antik Kenti: Karya'nın en batı ucundaki Knidos, Ege ve Akdeniz'in tam kesiştiği noktada kurularak bilim ve sanatın merkezi olmuş. Ünlü heykeltıraş Praxiteles'in yaptığı Afrodit Heykeli ile ünlenen kentin iki limanı (askeri ve ticari), yuvarlak tapınağı, iyi korunmuş tiyatrosu ve güneye bakan nekropol (mezarlık alanı) görülmeye değer.
  • Stratonikeia Antik Kenti: Helenistik dönemden Osmanlı İmparatorluğu'na kadar kesintisiz yerleşimin sürdüğü bu antik kent "gladyatörler şehri" olarak da biliniyor. Kentin içinde Osmanlı köy evlerinin ve tarihî yapıların iç içe geçmesi burayı eşsiz kılıyor. Anıtsal kapısı, gymnasium (spor salonu), bouleuterion (meclis binası), Roma Hamamı ve Osmanlı dönemine ait köy evlerini keşfe çıkabilirsin.
  • Gümüşkesen Mezar Anıtı: Roma dönemine ait, Mausoleum'un küçük bir kopyası olarak da bilinen görkemli anıt mezar.
  • Baltalı Kapı: Antik şehrin ayakta kalan önemli giriş kapılarından biri.
  • Uzunyuva (Hecatomnos Anıt Mezarı): Karya Satrabı Hecatomnos'a ait olduğu düşünülen, anıtsal öneme sahip mezar kompleksi.
  • Kaunos Antik Kenti: Karya ile Likya sınırında yer alan Kaunos, eski bir liman ve ticaret merkezi. Burası, özellikle Dalyan Nehri kıyısındaki görkemli kaya mezarları ile ünlü. Dalyan Nehri'ne bakan etkileyici Likya tipi kaya mezarları, tiyatro, bazilika ve liman kalıntıları, görülmeye değer.
  • Labranda: Karya'nın kutsal merkezlerinden biri olan Labranda, Mylasa'nın dini merkezi. Zeus Labrandeus'a adanmış bir tapınak kompleks olan Zeus Labrandeus Tapınağı kalıntıları, stoalar (revaklar) ve kutsal yol kalıntılarını keşfe çıkabilirsin.
  • Iasos ve Euromos: Bafa Gölü yakınlarındaki bu antik kentler, özellikle Euromos'taki Zeus Tapınağı'nın ayaktaki sütunlarıyla görülmeye değer.
  • Sıcak yaz ayları deniz ile kültür turunu birleştirmek için ideal. İlkbahar, sonbahar ve kış ayları da ılıman iklimle keşifler için uygun.
  • Van Kalesi (Tuşpa): Urartu Krallığı'nın başkenti Tuşpa'nın merkezi olan Van Kalesi, Urartu krallarına ait kaya mezarları, yazıtlar ve sur kalıntılarını barındırıyor. Urartu yazıtları, Sardur Burcu ve muhteşem Van Gölü manzarası, burayı özel kılıyor.
  • Akdamar Adası ve Kilisesi: Van Gölü'nün ortasındaki ada ve dış cephesindeki taş kabartmalarıyla bir sanat şaheseri olan mistik kilise.
  • Çavuştepe Kalesi: Urartu mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biri olan bu kale, zengin tarım arazileri üzerine kurulmuş önemli bir askerî ve dinî merkez. Urartu tapınakları (Susu ve Haldi), depolama alanları ve iyi korunmuş surlar gezilebilir.
  • Ayanis Kalesi: Urartu'nun son büyük krallarından II. Rusa dönemine ait görkemli bir yapı olan Ayanis Kalesi, özellikle özenli taş işçiliği ve tapınak kalıntılarıyla dikkat çekiyor.
  • Van Müzesi: Bölgeden çıkarılan Urartu takıları, seramikleri ve günlük eşyaları barındıran zengin bir koleksiyona sahip.
  • Nemrut Dağı (UNESCO Dünya Mirası): Kommagene Kralı I. Antiokhos tarafından tanrılara ve kendi soyuna adanmış dev heykellerin ve anıt mezarın bulunduğu zirve. Doğu Anadolu'nun kültürel rotasındaki en ikonik dura olan Nemrut Dağı’nda Kral Antiokhos'un mezar tümülüsü, devasa tanrı heykelleri (Apollon, Zeus, Herakles, vb.) ve özellikle gün doğumu manzarası ünlü.
  • Cendere Köprüsü: Roma İmparatoru Septimius Severus onuruna yapılmış, sağlam ve estetik bir Roma dönemi köprüsü.
  • Arsameia Antik Kenti (Eski Kale): Kommagene krallığının yazlık başkenti ve kutsal alanı olan antik kentte Kral I. Antiokhos'un babası Mithridates'e adanmış kaya yazıtları ve tüneller bulunuyor.
  • Ahlat Selçuklu Mezarlığı (Ahlat,Bitlis): Selçuklu döneminden kalma, anıtsal boyutta ve benzersiz mimariye sahip mezar taşları ve kümbetlerin bulunduğu geniş bir alan. Bölgedeki Türk-İslam mimarisinin başlangıcını temsil ediyor.
  • İshak Paşa Sarayı (Doğubayazıt, Ağrı): Osmanlı mimarisinin son büyük ve en etkileyici eserlerinden biri olan İshak Paşa Sarayı, saraydan ziyade bir külliye yapısında ve geleneksel mimariyle Barok etkilerini harmanlıyor.
  • Diyarbakır Surları ve İçkale (UNESCO Dünya Mirası): Binlerce yıllık katmanları barındıran bu surlar ve İçkale, bölgedeki birçok medeniyetin izini taşıyor.
  • Erzurum Çifte Minareli Medrese ve Yakutiye Medresesi: İlhanlı ve Selçuklu mimarisinin çarpıcı örnekleri olan bu yapılar, bölgenin önemli İslâmî eğitim ve kültür merkezleri.
  • Mardin tarihî çarşıları ve medreseleri: Taş evlerin ve medreselerin hakim olduğu Mardin, Artuklu mimarisinin en güzel örneklerini (Kasımiye Medresesi) sunuyor.
  • Bölgenin sert karasal ikliminden dolayı yaz ayları bu rotayı keşfetmek için en iyi zamanlar.
İLGİLİ HABERLER