Atatürk Sabiha Sultanla evlenmek istedi mi? Atatürk kimin kızını istedi?

Mustafa Kemal Atatürk, son Osmanlı Padişahı Sultan Vahdettin'in kızı Sabiha Sultan'a evlenme teklif etti. Bu gelişme, dönemin siyasi ve sosyal dinamikleri açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Atatürk'ün bu teklifi, 'Yeni Türkiye' idealinin şekillenmesinde sembolik bir anlam taşımaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yetişmiş bir prenses olan Sabiha Sultan, Sultan Vahdettin’in kızıydı. 1894 doğumlu olan Sabiha Sultan, Batılı bir eğitim almış, müzikle ilgilenen, zarif ve kültürlü bir kişiliğe sahipti.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında, özellikle Çanakkale Savaşı’ndaki üstün başarılarıyla adını duyuran Mustafa Kemal Paşa, bu dönemde Sabiha Sultan’a evlenme teklifinde bulunmuştur.

💍 Evlilik Teklifinin Şekli

Atatürk, bu teklifi doğrudan değil, dönemin teamüllerine uygun biçimde aracılar vasıtasıyla iletmiştir. Teklif, önce Sultan Vahdettin’e ulaşmış; padişah ise “Bu kararı tek başıma alamam.” diyerek kızı Sabiha Sultan’a danışmıştır.

Sabiha Sultan, teklifi büyük bir nezaketle ancak olumsuz yanıtlamıştır. Bu reddin arkasında hem kişisel tercihlerin hem de dönemin siyasi koşullarının etkili olduğu düşünülmektedir.

🕰️ Tarihsel ve Siyasi Arka Plan

Bu evlilik gerçekleşmiş olsaydı, Osmanlı Hanedanı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk arasında sembolik bir köprü kurulmuş olacaktı.

Bazı tarihçiler, Atatürk’ün bu teklifini yalnızca duygusal değil, siyasi bir strateji olarak da değerlendirmektedir. Hanedanla kurulacak bir bağın, yeni Türkiye’nin halk nezdinde meşruiyetini güçlendirebileceği düşünülmüştür.

👑 Atatürk Başka Kimin Kızını İstedi?

Tarihî kaynaklarda, Sabiha Sultan dışında Atatürk’ün başka bir hanedan üyesine evlilik teklif ettiği yönünde kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, 1923 yılında Latife Hanım ile evlenmiş, ancak bu evlilik 1925 yılında sona ermiştir.

📜 Sonuç

Atatürk’ün Sabiha Sultan’a evlilik teklifi, gerçekleşmemiş olsa da Türk tarihinin dikkat çeken anekdotlarından biri olarak anılmaktadır. Bu olay, hem kişisel hem de siyasi yönleriyle, Osmanlı’nın sonu ile Cumhuriyet’in doğuşu arasındaki geçiş dönemini yansıtan anlamlı bir tarihsel kesit niteliğindedir.

İLGİLİ HABERLER