Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı ve uluslararası konulara dair önemli bilgiler paylaştı. Özellikle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edilen New York Bildirgesi'nin Filistin meselesi üzerindeki etkileri üzerine iddialarda bulundu. Erdoğan, bu bildirgenin 142 ülke tarafından desteklenmesini tarihi bir gelişme olarak nitelerken, Filistin davasının haklılığının dünya genelinde tescillendiğini vurguladı.
Yeni Diplomatik Dönem
Erdoğan, Birleşmiş Milletler'de kabul edilen 142 “evet” oyu ile sonuçlanan New York Bildirgesi'nin, Filistin meselesinde diplomatik dengeleri köklü şekilde değiştiren bir gelişme olduğunu ifade etti. Türkiye'nin iki devletli çözüm üzerine uzun yıllardır sürdürdüğü diplomatik mücadelenin sonucunda, artık uluslararası arenada bu yaklaşımın geniş bir destek bulduğunu dile getirdi. Filistin Devleti'nin tanınması konusunda Batılı ülkelerin artan ilgisi, bu yolda atılması gereken adımlar için yeni bir kılavuz görevi görebilir.
İsrail'in Yalnızlaşması
Bu bağlamda, İsrail'in giderek yalnızlaştığını belirten Erdoğan, uluslararası toplumun, yıllardır süregelen İsrail zulmünü artık daha fazla göz ardı edemediğini savundu. Filistin’de yaşanan zulümlere karşı seslerini yükselten ülkelerin arttığını, bu durumun ise hacim kazanan diplomatik baskının bir sonucu olduğunu ifade etti. Yeni gelişmelerin, İsrail'in soykırım uygulamaları açısından daha fazla sorgulanmasına neden olacağını söyleyen Erdoğan, bu sürecin ilerleyen zamanlarda daha fazla ülkeden destek alacağına inandığını vurguladı.
İslam Dünyasından Beklentiler
Erdoğan, mevcut bölge sorunları kapsamında Türkiye'nin tutumunu da gündeme getirdi. “Vadedilmiş topraklar” yaklaşımının hukuki ve meşru olmadığına dikkat çeken Erdoğan, İsrail'in radikal ideolojisinin sonuçlarının tehlikeli olduğunu belirtti. Müslümanların, Hristiyanların ve Musevilerin dahi zarar gördüğünü ifade eden Erdoğan, bu noktada İslam ülkeleri arasında dayanışmanın arttırılması gerektiğini söyledi. Ülkelerin istihbarat paylaşımında bulunarak güvenlik iş birliğini geliştirmeleri gerektiğini, bu hususun hayati önem taşıdığını dile getirdi.
Terörsüz Türkiye Süreci
Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecinin, kararlılıkla sürdüğünü ve bu sürecin yalnızca güvenlik temelli değil, aynı zamanda demokratik bir meşruiyet temelinde ilerlediğini belirtti. Komisyona duyulan güvenin, sürecin gelişimine katkıda bulunduğu ifade edildi. Bu bağlamda, birlik ve beraberliğin sağlanmasının, ülkedeki tüm olumsuz durumlara karşı etkili bir mücadele aracı olacağını vurguladı. Demokrasi ve insan hakları mücadelesine olan inançla, sürecin devam edeceğini belirtti.
Suriye'deki Durum ve Türkiye'nin Rolü
Erdoğan, Suriye'deki entegrasyon sürecinin önemine de değindi. Şam yönetimiyle iş birliği sağlanmasının Türkiye açısından olduğunu belirten Erdoğan, bunun yanında Suriye halkının yanında durmaya devam edeceklerini vurguladı. Türkiye'nin Suriye’ye yönelik yürüttüğü diplomasi ile yerel dinamiklerin dengelendiğini ifade etti. Suriye'deki yeni yönetimin, geçmişteki kargaşalardan uzak bir yaklaşım içinde olduğunu, ancak ülkede bazı grupların hala provokatif eylemlerde bulunduğuna dikkat çekti.
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz Meselesi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yönelik özel bir vurgu yapan Erdoğan, bu devletin hak ve menfaatlerinin korunmasının Türkiye için öncelik taşıdığını belirtti. Girişilen uluslararası oyunlara asla müsaade edilmeyeceğini vurguladı. Kıbrıs'taki seçimlerin sonucunun Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin kazanımları açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Türkiye'nin uluslararası hukuktan aldığı garantörlük hakkını her daim koruyacağını, bu hakların her koşulda geçerli olacağını da sözlerine ekledi.
Libya İlişkileri ve Akdeniz Politikası
Libya’nın doğusundaki Hafter yönetimiyle ilişkilerin önemini vurgulayan Erdoğan, bu süreçte Türkiye'nin duruşunun barışçıl bir yaklaşımla devam etmesi gerektiğini ifade etti. Bingazi yönetiminin Türkiye ile Trablus arasında imzalanan deniz yetki alanları anlaşmasını onaylaması, Türkiye açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Diplomatik kanalların açık tutulmasının, Libya'nın siyasi birliğini sağlamaya yönelik önemli bir adım olduğunun altını çizdi.
CHP'nin İç Tartışmaları
Son olarak, CHP'nin içindeki karışıklıkları da ele alan Erdoğan, muhalefetin kendi içinde yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Yargının kararlarının süregeldiğini ve CHP'nin içindeki olumsuzlukların toplumda yankı bulduğunu dile getirdi. Rüşvet ve yolsuzluk iddialarını gündeme getirirken, bunların ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin siyasi tarihine dikkat çeken Erdoğan, AK Parti'nin her zaman şeffaf bir yapı sergilediğini belirterek, partisine katılımların hızla artacağını ifade etti.