Güney Çin Tarım Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırma, Echeveria “Mebina” isimli sukulent bitkisine mikron boyutunda fosfor parçacıkları enjekte edilmesi üzerine odaklanıyor. Bu yenilikçi yöntem sayesinde bitkiler, aydınlatma sağlamak amacıyla güneş ya da LED ışığı ile şarj edildikten sonra yaklaşık iki saat boyunca karanlıkta ışık yayıyor.
Çevre Dostu Aydınlatma Alternatifi
Araştırma ekibi, geliştirilen bu yöntemin hem düşük maliyetli hem de çevre dostu bir aydınlatma seçeneği sunduğunu vurguluyor. Projenin ilham kaynağı olan Shuting Liu, “Avatar” filminden hareketle, sokak lambaları yerine parlayan ağaçların olduğu bir şehir hayal ettiklerini belirtti. Liu, bu projeyle gerçek dünyada da benzer bir ekosistem yaratma hedefinde olduklarını ifade etti.
Geçmişte yapılan genetik araştırmalarda, ateşböceği genleri ya da mantar DNA'sı gibi unsurlar kullanılarak zayıf bir yeşil ışık elde edilmişti. Ancak şu anki yöntemle, alternatif bir yaklaşım uygulanarak bitkilerin daha güçlü ve farklı renklerde parlaması sağlanıyor. Mavi, kırmızı, mor ve yeşil tonlarında ışık yayan bu bitkiler, dekoratif ve fonksiyonel kullanım açısından büyük ilgi uyandırıyor.
Ekonomik Maliyet ve Potansiyel Kullanım Alanları
Yapılan araştırmalar sonucunda, fosfor parçacıklarının sukulentlerin yaprak dokusuna hızla yayıldığı ve tüm bitkilerin ışık yayma kapasitesine sahip olduğu görülüyor. Elde edilen sonuçlara göre, bitki başına maliyetin yaklaşık 10 Çin yuanı (yaklaşık 1,40 dolar) olacağı belirtiliyor. Yeni teknoloji sayesinde, aydınlatma ihtiyacını karşılayan parlayan bitki duvarları, bahçe aydınlatmaları ve iç mekân dekorasyonları oluşturulabileceği vurgulanıyor.
Uzmanlardan Çıkan Uyarılar
ABD merkezli biyoteknoloji firması Light Bio'dan uzman Keith Wood, bu gelişmenin heyecan verici olduğunu kabul etse de dikkatli olunması gerektiği hususunu vurguladı. Wood, bitkilerin uzun vadeli sağlığı ve fosfor parçacıklarının olası toksik etkileri hakkında henüz kesin bir bilgi olmadığını ifade etti. Şu an için bu bitkilerin keyifli bir yenilik sağladığını söyleyen Wood, gerçek bir aydınlatma çözümünden uzak olduklarını belirtti.
Araştırma ekibi ise, gelecekte bu yöntemle ilgili güvenlik ve dayanıklılık testlerinin yapılacağını ve farklı bitki türleri üzerinde de denemeler gerçekleştirebileceklerini açıkladı. Bu sayede, ortaya çıkabilecek potansiyel avantajlar ve riskler daha iyi anlaşılabilecektir.