Greenpeace'in ABD'de yayımlanan "Plastic Merchants of Myth" raporu, plastik endüstrisinin uzun yıllardır savunduğu "geri dönüşüm mümkündür" iddialarının gerçeklik payının oldukça düşük olduğunu gözler önüne serdi. Rapor, ABD'deki plastik geri dönüşüm sürecinin neredeyse tamamen başarısız olduğunu ortaya koyarak, ülke genelinde biriken atıkların Türkiye gibi uluslara "geri dönüştürülebilir hammadde" adıyla gönderildiğini ortaya çıkardı. Türkiye, bu süreçte özellikle Avrupa'nın çöp rotasında önemli bir yer edinmiş durumda.
ABD'de Geri Dönüşüm Oranı Tarihinin En Düşük Düzeyinde
Greenpeace raporuna göre, ABD'de üretilen plastik atıkların büyük bir bölümü, yani yaklaşık %86'sı yalnızca depolama alanlarına gömülüyor. Geri dönüşüm oranlarının bu denli düşük olması, toplumun bu konuda ne kadar bir başarısızlık içinde olduğunu gösteriyor. Örneğin, sıkça kullanılan plastik ürünlerin çoğunun geri dönüşüm oranı teknik yetersizlikler nedeniyle neredeyse sıfıra yakın. Özellikle kahve kapsülleri ve plastik tabak-çatal-bıçak setleri için geri dönüşüm kapasitesi %0 iken, PP #5 yoğurt kapları ve paket servis kutularının geri dönüşüm oranı %2 gibi son derece düşük bir seviyededir. Neredeyse tüm plastik atıklar arasında en fazla geri dönüşüm oranına sahip olan PET ve HDPE şişeler bile ancak %21–22 oranında geri dönüştürülebilmektedir. Bu durum, geniş bir plastik yelpazesinin geri dönüşüm sisteminin dışına itildiğini gösteriyor.
Plastik Atıkların Türkiye'ye Yönlendirilmesi
Greenpeace, ABD'nin 2018 yılından bu yana geri dönüşüm altyapısında herhangi bir gelişim kaydedemediğini belirtiyor. Bunun sonucunda, ülkede biriken atıkların "dönüştürülebilir malzeme" etiketiyle Türkiye'ye ihraç edildiği ifade ediliyor. Bu durum, Türkiye'de tartışmalara yol açan "hammadde ithalatı" iddialarının gerçekte plastik atık ticareti anlamına geldiğini ortaya koyuyor. Türkiye, ABD'nin ve Avrupa'nın geri dönüşüm sorunlarını çözmek için tercih ettiği bir rota haline gelmiş durumda. Bu durum, çevre kirliliği ve atık yönetimi konusunda Türkiye'yi zor bir duruma sokuyor.
Çöp Krizi ve Türkiye'nin Sorumluluğu
Greenpeace Türkiye Direktörü Berkan Özyer, rapordaki bulguların Türkiye açısından büyük bir uyarı niteliği taşıdığını belirterek, "ABD’nin bile geri dönüştüremediği, %86’sını toprağa gömdüğü plastikler Türkiye’ye geldiğinde nasıl ‘değerli hammadde’ olabilir?" ifadelerini kullandı. Özyer, Avrupa ve ABD'nin çevreci bir imaj yaratmak amacıyla kendi atıklarını başka ülkelere gönderdiğini; Türkiye'nin ise bu yükü üstlendiğini vurguladı. Ayrıca, Adana'da atıkların hava kirliliğine sebep olduğunu ve bu durumun bir ticaret faaliyeti değil, açık bir suç olduğunu dile getirdi. Özyer, Türkiye'nin dünya çapında bir çöp sahası olmaması gerektiğini ve atık ithalatının tamamen yasaklanması gerektiğini ifade etti.
Çağrı ve Talep
Greenpeace, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yaptığı çağrıyı yineleyerek, plastik atık ithalatının derhal durdurulmasını talep etti. Bu durum, çevre sağlığı açısından son derece önemli bir konu. Geri dönüşüm sürecinin başarısız olduğu ve atıkların başka ülkelere gönderilmesi, sadece Türkiye için değil, dünya genelinde çevre sorunlarına yol açmaktadır. Greenpeace, plastik atık krizine karşı önlemler alınması gerektiğini savunarak, bu konuda uluslararası iş birliklerinin önemini vurguluyor. Dünyanın, atık yönetimi konusunda daha sürdürülebilir çözümler geliştirmesi ve bu tür ticaretlerin önüne geçilmesi gerektiği ortaya çıkıyor.