Rize Haber Rize Haber için tek adres mevzurize.com Rize'nin güzide basın kuruluşlarından biri olan MevzuRize, bölgenin en güncel ve tarafsız haberlerini okurlarıyla buluşturmakta ve 2018 yılından beri Rize ve Doğu Karadeniz'in nabzını tutmaktadır. Okuyucu odaklı yaklaşımıyla, Rize'de yaşamdan siyasete, spordan ekonomiye kadar geniş bir yelpazede haberlere yer veren Gazetemiz, özgün içerikleri ve geniş haber ağıyla dikkat çekmektedir. MevzuRize, Rize Haber konusunda deneyimli ve nitelikli bir ekiple çalışmakta ve aynı zamanda internet ve sosyal medya aracılığıyla da okurlarına anında ulaşmaktadır. Böylece şehirdeki gelişmeleri an be an takip eden ve dünyanın dört bir yanındaki Rizelilere ulaşmayı hedefleyen bir habercilik anlayışını benimsemektedir. Rize Haberleri konusunda öncü Haber Sitemiz, Rize'nin tüm ilçelerine eşit önem vermekte ve her birinin sorunlarına duyarlı bir yaklaşımla haberlerini sunmaktadır. Okurlarımızın geri bildirimlerini dikkate alarak, şehrin nabzını tutmak adına sürekli çaba sarf etmekteyiz. Haber merkezimiz, ilin sorunlarını öncelikli tutarak ve vatandaşların beklentilerini göz önünde bulundurarak habercilik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktadır. Bu doğrultuda, Rize Haberleri denildiğinde akla ilk gelen gazetelerden biri olan MevzuRize, etkin ve deneyimli kadrosuyla kaliteli habercilik hizmetine devam etmektedir. Siz de gönül rahatlığıyla MevzuRize'yi takip ederek Rize'de ve çevresindeki gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
Rize Haber meritbet
Rize
Kapalı
weather
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize Haber Gezi Seyahat Göbeklitepe: İnsanlık Tarihinin En Eski Tapınma Merkezi

Göbeklitepe: İnsanlık Tarihinin En Eski Tapınma Merkezi

Haberleri
Okunma Süresi: 6 dk

Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesine bağlı Örencik köyü yakınlarında yükselen Göbeklitepe, insanlık tarihini yeniden yazdırıyor. Şanlıurfa şehir merkezine yaklaşık 18 kilometre uzaklıkta yer alan e eşsiz arkeolojik alan, MÖ 9600–9500 yıllarına kadar uzanıyor. Devasa taş sütunlar, Neolitik Çağ’ın henüz çanak çömleğin bile kullanılmadığı dönemine ışık tutuyor.

T biçiminde yontulmuş 10 ile 12 adet taş sütun, dairesel  planla diziliyor. Merkezde ise iki büyük dikilitaş karşılıklı durarak yapının odak noktasını oluşturuyor. Her biri birkaç ton ağırlığındaki sütunlar, insan, hayvan ve soyut figürlerle bezeli kabartmalarla süsleniyor. Bu taşların üzerinde tilkiler, boğalar, yılanlar, akbabalar ve yaban domuzları gibi figürler dikkat çekiyor. Söz konusu motiflerin sıradan süsleme amaçlı olmadığı anlam, anlatı ya da ritüel bir mesaj taşıdığı düşünülüyor.

Arkeologlar, görkemli taş yapıların tarım ve hayvancılığa henüz yeni adım atan son avcı topluluklar tarafından inşa edildiğini belirtiyor. Mevcut insanlığın organize inanç sistemi kurma ve anıtsal yapılar inşa etme becerisinin sanılandan çok daha eskiye, yaklaşık 11.600 yıl öncesine dayandığını gösteriyor.

Göbeklitepe Eserlerinin Yorumlaması

Merkezde yer alan T biçimli sütunlar, stilize edilmiş insan figürleri olarak yorumlanıyor. Bazı sütunların üzerinde kabartma şeklinde işlenmiş eller ve kollar, bu yorumun doğruluğunu kanıtlar nitelikte yer alıyor. Dikilitaş kelimesi, genel tanım olarak kullanılıyor. Çünkü aslında taşlar, insan bedeninin soyut bir biçimde canlandırılmış hali olarak görülüyor.

Göbeklitepe’nin kökeni tam olarak belirlenemese de uzmanlar, yapının köklerinin Paleolitik Çağ’a, hatta daha da gerisine, Epipaleolitik döneme kadar uzanabileceğini düşünüyor. Araştırmalara göre, Göbeklitepe tarihi MÖ 8000 yıllarına kadar kullanılmış, sonrasında ise terk edilerek doğal süreçlere bırakılmış. 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmış, 2018’de ise kalıcı listeye dahil edilerek dünya kültür mirasının en değerli parçalarından biri haline gelmiş.

Göbeklitepe Kaç Yıllık?

2019 yılının Göbeklitepe Yılı ilan edilmesi, Türkiye’nin sahip olduğu benzersiz kültürel mirasın dünya çapında daha fazla tanınmasını sağladı. Çoğu turist ve tarih sever tarafından en çok sorulan soru ise Göbeklitepe kaç yıllık? Sorusu oluyor.

Şanlıurfa’nın 18 kilometre kuzeydoğusunda yer alan bu gizemli yapı, yapılan arkeolojik kazılara göre yaklaşık 12 bin yıl öncesine, yani M.Ö. 9600–9500 yıllarına kadar uzanıyor. Yapılan tarih hesaplaması ise Göbeklitepe’yi, bilinen en eski tapınma merkezi olarak tarihin merkezine yerleştiriyor.

Göbeklitepe ve İnanç

Göbeklitepe, insanlık tarihinin bilinen en eski tapınma merkezlerinden biri olarak, inanç sistemlerinin ve toplumsal yapının erken dönemlerine ışık tutan eşsiz arkeolojik alan oluyor. Geçmişte kutsal olarak kabul edilen alanın neden terk edildiği, nasıl toprak altında kaldığı ve inanç açısından ne tür bir dönüşüm yaşandığı, bilim insanları arasında hâlâ tartışma konusu oluyor. Mevcut tartışmalar arasında Göbeklitepe’nin sırrı dinlerin çöküşü gibi kavramlar da ortaya çıkıyor.

Göbeklitepe’de yapılan kazılar, burada yaşayan toplulukların avcı toplayıcı yaşam biçiminden tarıma geçiş sürecinde olduklarını göstermekte. Dönemdeki insanların doğa olaylarını anlamlandırmak için sembolik düşünme biçimleri geliştirdikleri ve bu düşüncelerin ritüel alanlarında somutlaştığı düşünülüyor. Taş bloklar üzerine işlenmiş hayvan kabartmaları, toplulukların doğa, ölüm ve ruh kavramlarını farklı biçimlerde yorumladıklarına işaret ediliyor.

Birçok araştırmacı, Göbeklitepe’deki yapıların Şamanistik ritüellerle ilişkili olabileceğini öne sürmüştür. Şamanizm, doğa ruhlarıyla iletişimi esas alan inanç sistemidir ve bazı arkeologlar, tapınaklardaki dairesel düzenin bu tür toplu ritüellere uygun bir alan oluşturduğunu belirtmeye devam ediyor. Fakat bu hususta Göbeklitepe’nin tamamen Şamanizm’e dayalı bir merkez olduğunu kanıtlayan kesin bulgular bulunmamakta.

Göbeklitepe’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, tapınakların üzerinin kasıtlı biçimde toprakla örtülmüş olmasıdır. Alanın doğal afetlerle değil, bilinçli bir kararla kapatıldığını düşündürmektedir. Arkeolog Klaus Schmidt ve ekibi, örtme işleminin ritüel bir anlam taşıyabileceğini, insanların dönemin sona erdiğini simgesel olarak göstermek istediklerini ileri sürmüş durumda. Göbeklitepe döneminden sonra insan topluluklarının tarıma yönelmesiyle birlikte, yerleşik yaşam biçimi ve toplu ibadet anlayışı farklı bir yön kazandı. Doğa ruhlarına dayanan çok tanrılı inanışlar, zamanla daha soyut ve tek merkezli tanrı inancına evriliyor.

H.Z Adem ve Göbeklitepe Sırrı

İnsanoğlu yüzyıllardır, varoluşunun başlangıcını anlamaya çalışıyor. İslam dinine göre, ilk insan ve aynı zamanda ilk peygamber Hz. Âdem ile eşi Hz. Havva’dır. Fakat Urfa topraklarında yapılan arkeolojik kazılar, bilginin yeniden tartışılmasına neden oldu.

Kazılarda ortaya çıkan devasa T biçimli dikilitaşlar, yaban hayvanı kabartmaları ve dairesel planlı tapınma alanları, dönemin insanlarının yalnızca avcı toplayıcı olmadığını, aynı zamanda derin bir sistemine sahip olduklarını düşünülüyor. Mevcut durumda arkeolojik veriler, Göbeklitepe’nin Hz. Âdem’den çok önce var olduğunu gösteriyor. Mevcut durum karşısında ise en çok sorulan soru Hz. Adem ne zaman yaşadı sorusu olmakta.

Göbeklitepe Mimarisi

Göbeklitepe, insanlık tarihini sorgulamamıza neden olan arkeolojik bilmece gibi karşımıza çıkıyor. Şanlıurfa’nın 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik köyü yakınlarında yükselen gizemli alan, yapılan kazılarla birlikte geçmişi yeniden yorumlamamıza yol açıyor. Burada yürütülen kazılarda konut olabilecek hiçbir yapıya rastlanmıyor. Daha çok anıtsal ölçekte, inanç merkezleri olabileceği düşünülen kült yapılar gün yüzüne çıkarılıyor. Kazı ekibi, Göbeklitepe’deki dikilitaşların çevredeki kayalık platolardan tek parça halinde kesilip işlendiğini ve ardından tapınak alanına taşındığını öne sürüyor. Her biri özenle yontulan taşların bazıları 7 metreye kadar uzanıyor. Jeofizik araştırmalar, bugüne kadar keşfedilenlerle birlikte yaklaşık 300 dikilitaşın kullanıldığını gösteriyor. Dev taşların çevresinde, kesilmiş fakat henüz işlenmemiş bloklar da bulunuyor. Platoda yer alan oyuklar ve kazıntılar, ne amaçla yapıldığı hâlâ çözülemeyen birer iz olarak geçmişin sessiz tanıklığını sürdürüyor.

Platonun batı kesiminde bulunan yuvarlak ve oval çukurların ise yağmur suyunu toplamak amacıyla yapılan sarnıçlar olduğu düşünülüyor. Yer alan çukurların derinliği 0,5 ile 3 metre arasında değişiyor. Göbeklitepe tek  inanç merkezi değil, aynı zamanda çevresiyle uyumlu şekilde planlanmış yaşam alanı gibi yorumlanmasına neden oluyor. Göbekli Tepe’nin en dikkat çekici unsurlarından biri de çevre dikilitaşlarıyla örülü taş duvarları oluyor. Bu duvarlar, aralarına yerleştirilen yontulmuş taşlarla örülmüş ve 2 santimetre kalınlığında balçık harçla sabitlenmiş. Duvarın iç kısmında uzanan taş setler, yapıya hem estetik hem de işlevsel karakter kazandırıyor. Araştırmacılar, bu taşların bir kısmının kırılmış dikilitaş parçalarından veya civardan toplanıp işlenmiş taşlardan oluştuğunu belirtiyor. Kullanılan balçık harç, zamanla hem yağmurun hem de rüzgârın aşındırıcı etkisiyle yapıya zarar vermiş.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *