İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden kaleme aldığı yazıda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve mevcut yönetim anlayışını sert ifadelerle eleştirdi. T24'e gönderdiği yazıda, Türkiye'nin bugünkü durumu için "Adaletin olmadığı, bereketin kaybolduğu bir ülke" tanımını kullanan İmamoğlu, ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik çıkmazdan tek adam rejiminin sorumlu olduğunu vurguladı.
İmamoğlu, “Halkın tamamının seçtiği tek organ olan TBMM’yi yeniden siyasetin kalbine yerleştirmek, yargıyı yürütmenin baskısından kurtarmak zorundayız. Bu sistem değişecek. Çok az kaldı” diyerek, parlamenter sisteme dönüşü hedefleyen siyasi programının temel taşlarını kamuoyuyla paylaştı. Mevcut sistemin yasamayı işlevsiz, yargıyı bağımlı, yürütmeyi ise tamamen kişisel kararlara endeksli hale getirdiğini savunan İmamoğlu, kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kaldırıldığını söyledi.
Yazısında, 2016'daki darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL süreciyle birlikte oluşan baskı ortamının anayasa değişikliğine zemin hazırladığını belirten İmamoğlu, “150 yıllık parlamenter geleneğimiz bir referandumla sona erdirildi. Meclis yetkisizleştirildi, denetim araçları devre dışı bırakıldı, Cumhurbaşkanı devletin tüm kurumlarını tekeline aldı” ifadelerini kullandı.
“Meclis yeniden güçlenecek, yargı bağımsız olacak, medya özgürleşecek”
İmamoğlu’nun mesajında en çok öne çıkan başlıklardan biri, kurumsal bağımsızlık ve güçlendirilmiş parlamenter rejim oldu. Yazısında, “Denetim yetkileri elinden alınmış bir Meclis’in demokrasi üretmesi mümkün değildir” diyen İmamoğlu, şu reform vaatlerinde bulundu:
Genel görüşme, sözlü ve yazılı soru, meclis araştırması ve gensoru gibi denetim araçlarını etkinleştireceğiz.
Torba kanun sistemine son verecek, temel kanun uygulamasını kötüye kullanılamaz hale getireceğiz.
Yasama süreçlerine STK’lar ve akademinin aktif katılımını sağlayacağız.
TBMM komisyonlarının uzman kadrolarla donatılmasını ve müzakere kültürünün gelişmesini teşvik edeceğiz.
Yeni bir Meclis İç Tüzüğü hazırlanarak, muhalefetin gündem belirleme hakkı garanti altına alınacak.
İmamoğlu, aynı şekilde bağımsız yargı reformu sözü de verdi. Yazısında, “Hâkimler ve Savcılar Kurulu yürütmenin etkisi altındadır. Bu yapıyı tamamen değiştireceğiz. Anayasa Mahkemesi'nin ve AİHM kararlarının bağlayıcılığını tartışmasız hale getireceğiz. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri dahil tüm yürütme kararlarını yargı denetimine açacağız” dedi.
İfade özgürlüğü ve bağımsız medya konularında da kapsamlı bir dönüşüm planladığını açıklayan İmamoğlu, “RTÜK ve Basın İlan Kurumu gibi araçlar iktidarın sopasına dönüşmüştür. Bu kurumları yeniden yapılandıracağız. TRT tarafsız yayıncılık yapacak. Yerel medyanın ayakta kalması için dijital devlerin reklam gelirlerinden pay aktarılmasını sağlayacağız” ifadelerine yer verdi.
“Kayyım kalkacak, mülakat bitecek, siyaset temizlenecek”
Yazısında yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, mevcut sistemde belediyelerin iktidar baskısı ve kayyım uygulamalarıyla susturulduğunu söyledi. “Seçimle gelmiş bir başkan yargı süreci tamamlanmadan görevden alınamaz. Bu halkın iradesine ihanettir” diyen İmamoğlu, belediyelere daha fazla yetki ve bütçe aktarımı sözü verdi. Kayyım uygulamasının tarihe karışacağını belirtti.
İmamoğlu, kamu personeli alımlarında adaletsizliğe yol açan mülakat sistemini de hedef aldı. “Mülakat kaldırılacak. Yazılı sınavlar objektif şekilde yapılacak. Üst kademe atamalarda tüm süreç kayıt altına alınacak, liyakat esas alınacak” dedi.
Ayrıca siyasetin finansmanının da şeffaflaştırılacağına işaret eden İmamoğlu, “Bağışlar ve harcamalar kamuya açık olacak. Devlet yardımları adil dağıtılacak. Siyasi ahlak yasası çıkarılacak. Yolsuzlukla etkin mücadele başlatılacak” sözleriyle temiz siyaset vurgusu yaptı.
Son olarak, “Bu sistem yıkıldığında Türkiye yeniden refaha kavuşacak” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: “Barış, huzur, bereket, adalet, liyakat ve demokrasi bir ülkeyi ayağa kaldırır. Halkımız bunu hak ediyor. Biz bu yolu yürümeye kararlıyız. Çok az kaldı.”
