Rize
Az bulutlu
weather
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize Haber Yerel Haberler PETKİM'in liman satışı öncesi kamu denetimi krizi: Altın hisse temsilcisi neden sessiz kaldı?

PETKİM'in liman satışı öncesi kamu denetimi krizi: Altın hisse temsilcisi neden sessiz kaldı?

PETKİM, PETLİM Limancılık AŞ’yi SOCAR’a 172 milyon dolara sattı. Ancak, satışın değeri ve altın hisse onayıyla ilgili endişeler belirginleşti. Hissedarların çıkarları tehdit altında, kamu yararı nasıl korunduğu sorgulanıyor. Bu durum, Türkiye’nin sanayi politikası için risk oluşturuyor.

Okunma Süresi: 3 dk

Türkiye’nin en stratejik sanayi kuruluşlarından biri olan PETKİM, iştiraki olan PETLİM Limancılık AŞ’yi, hâkim ortağı SOCAR’a sattı. Ancak satışın değeri, zamanlaması ve karar sürecindeki kamu temsili soruları da beraberinde getirdi. 2015’te 1 milyar dolar değer biçilen limanın, 2025 yılında yalnızca 172 milyon dolara el değiştirmesi, şirketin %49 oranındaki halka açık yapısı ve "altın hisse" imtiyazı nedeniyle büyük bir kurumsal tartışmayı tetikledi.

PETKİM tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, hisselerin SOCAR Aliağa Liman İşletmeciliği A.Ş.’ye (SOCAR Terminal) devredildiği belirtildi. Değerleme SPK lisanslı bağımsız kuruluş Deloitte tarafından yapıldı. PETKİM’in PETLİM'deki %93,47 hissesine karşılık 160 milyon dolar bedel tahsil edildiği; net borçlar düşüldükten sonra şirkete yalnızca 29,9 milyon dolar nakit girdiği ifade edildi. Aynı işlemle PETKİM’in bilançosunda 170 milyon dolarlık borç iyileşmesi olacağı da açıklandı.

Ancak bu süreçte gözler, PETKİM’in özelleştirme sonrası yapısında devlete ait olan “C Grubu İmtiyazlı Pay” yani altın hisseye çevrildi. Altın hisseye, PETKİM’in stratejik bütünlüğünü koruma, üretim kapasitesini %10’dan fazla düşüren veya büyük varlık devirlerini onaylama gibi önemli yetkiler tanınmış durumda. Ne var ki 2022’den bu yana üretim kapasitesinin %97’den %58’e düşmesi ve bazı tesislerin durdurulması gibi kritik kararlar alınırken kamuoyuna herhangi bir veto yansımadı. Aynı sessizlik, PETLİM satışında da sürdü.

Altın hisse temsilcisinin bu tür stratejik kararlar karşısında sessiz kalması, kamu çıkarlarının etkin biçimde korunup korunmadığı yönünde ciddi endişelere yol açtı. PETKİM ile STAR Rafinerisi’nin entegre yapısının bozulmaya başladığı, liman gibi kritik bir varlığın SOCAR bünyesinde %100 kontrol edilen başka bir şirkete aktarılmasının, şirketin uzun vadeli varlık planlamasını doğrudan etkilediği ifade ediliyor.

Üstelik 2014–2015 yıllarında 450 milyon dolar yatırım yapılan ve bir dönem %30’u Goldman Sachs tarafından 300 milyon dolara satın alınan PETLİM’in bugün 172 milyon dolara satılması, yalnızca ekonomik değil, kurumsal değer yönetimi açısından da tartışmalı bir tablo ortaya koyuyor.

Sermaye Piyasası Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde, hâkim ortakların bağlı şirketlere zarar verecek yönde karar alamayacağı açıkça belirtilmiş durumda. Eğer zarar oluşuyorsa, bu zarar yıl içinde telafi edilmeli ya da ilgili işlemler karşı edimiyle dengeye getirilmelidir. Aksi halde azınlık ortakların hâkim ortağa karşı tazminat davası açma hakkı doğar. Bu noktada PETKİM'in azınlık hissedarları tarafından soruşturulması gereken kritik konu, satışın adil koşullarda yapılıp yapılmadığıdır.

Öte yandan, PETKİM’in 2008 yılındaki özelleştirme şartnamesi de kamu yararına bazı koruma hükümleri içeriyor. Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları doğrultusunda verilen yetkiler çerçevesinde, altın hisse temsilcisi fabrika kapanması, birleşme, bölünme, tasfiye ve kapasite düşürme gibi durumlarda olumlu oy vermedikçe bu kararlar alınamaz. Fakat son yıllardaki gelişmeler, bu temsilin etkisiz kaldığı ya da etkisizleştirildiği şüphelerini artırıyor.

Satışın kamuoyuna yansımasının ardından eleştirilerin odağına yerleşen soru ise net: Altın hisse temsilcisi bu satışa nasıl onay verdi? Eğer bu onay verilmediyse kamuoyuna neden açıklanmadı? Eğer verildiyse hangi gerekçeyle kamu çıkarları gözetilmeden böyle bir karara imza atıldı?

PETKİM’in kamu adına kontrol edilmesi gereken yapısının sürekli olarak zayıflatılması, yalnızca kurumsal yatırımcılar için değil, Türkiye’nin sanayi politikası açısından da endişe verici olarak değerlendiriliyor. Stratejik nitelikteki liman, enerji ve petrokimya altyapısının, aynı hâkim ortak bünyesindeki şirketler arasında devredilmesi ve bunun altın hisse onayıyla gerçekleşmesi, özelleştirme sonrası denetim sisteminin işlevselliğini sorgulatıyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *