Çin'in güney bölgesindeki Guangdong eyaletinin Ciangmın şehrinde, sivrisinekler aracılığıyla yayılan Chikungunya virüsü nedeniyle hasta sayısı 1.714'e yükseldi. Xinhua haber ajansına göre, sağlık yetkilileri, virüsün yayıldığı alan için 3. seviye "halk sağlığı acil durumu" ilan etti. Şehirde 19 Eylül tarihine kadar tespit edilen vakaların tamamının hafif düzeyde olduğu, ağır hastaların ya da herhangi bir can kaybının olmadığı bildirildi. Geçtiğimiz ağustos ayında ise, Guangdong eyaletinin Foşan kentinde bu virüs nedeniyle benzer bir salgın yaşanmış, o dönemde günlük vaka sayısı 600'e kadar çıkmıştı.
Chikungunya Virüsü ve Belirtileri
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Chikungunya virüsünün neden olduğu bu hastalığın, kıtalara yayılan bulaşıcı bir hastalık olduğunu vurguluyor. Kuzey ve Güney Amerika, Asya, Afrika ve Avrupa'nın bazı bölgelerinde salgınlar oluşturabilen bu virüs, şiddetli ateş ve eklem ağrıları gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bunun yanı sıra, eklemlerde şişlik, kas ağrıları, baş ağrıları, mide bulantısı, yorgunluk hissi ve ciltte döküntüler de sıkça görülmektedir. Bazı durumlarda, Chikungunya hastalığı ciddi sorunlara yol açarak ölümcül hale gelebiliyor. Bu nedenle, hastalığın belirtilerini dikkate almak ve vakaların hızla artış göstermesi durumunda sağlık otoriteleriyle iletişim kurulması büyük önem taşıyor.
Küresel Salgın Riski ve Önlemler
Dünya Sağlık Örgütü, bu virüsün potansiyel bir küresel salgına dönüşme riski barındırdığı konusunda halkı Temmuz ayında uyarmıştı. Virüsün, 20 yıl önce meydana gelen büyük bir salgınla benzer sendromlar gösterdiği ve bu durumun tehlike oluşturabileceği belirtilmiştir. DSÖ'nün yetkililerinden Diana Rojas Alvarez, 119 ülkede bu hastalığın tespit edildiğini ifade ederek, "Chikungunya, çok yaygın olarak bilinen bir hastalık değil, ancak 5,6 milyar insan bu virüs karşısında risk altında" açıklamasında bulundu. Bu virüsle mücadele için acil önlemler alınması gerektiği vurgulanarak, sağlık uzmanlarının ve toplumun ortak bir çaba içinde olması gerektiği ifade edildi. Hem bireyler hem de sağlık kuruluşları, bu hastalığın yayılmasını önlemek için daha proaktif bir yaklaşım benimsemelidir.
