Ekonomide Sıkışan Çember
2025’in son çeyreğine girilirken Türkiye ekonomisi hem iç hem dış faktörlerin baskısıyla karmaşık bir süreçten geçiyor. Artan tüketici fiyatları, yüksek kira giderleri, enerji ve gıda maliyetlerindeki tırmanış, geniş bir kesim için yaşam maliyetini önceki yıllara göre çok daha görünür hâle getirdi.
Ekonomistler son günlerde yaptıkları değerlendirmelerde, Türkiye’nin 2026’ya “yüksek maliyet – düşük satın alma gücü” denkleminde girdiğini belirtiyor. Enflasyon verileri bu tabloyu net şekilde destekliyor.
Enflasyon Gerçeği: Rakamlar Tablonun Neden Zor Olduğunu Gösteriyor
Resmî veriler ile piyasa bazlı ölçümlere bakıldığında enflasyonun yıl genelinde yüksek bir seyir izlediği görülüyor. Özellikle temel ihtiyaç kalemlerindeki artış, toplumun geniş kesimlerinin geçim yükünü ağırlaştırıyor.
Son verilerden öne çıkanlar:
Gıda fiyatlarında yıllık artış: %70’in üzerinde
Enerji ve ulaştırma maliyetlerinde artış: %60 civarı
Kiralar: Ortalama %65 artış
Hanehalkı yaşam maliyeti: 2024’e göre belirgin şekilde yükseldi
Enflasyon beklentisi: Önümüzdeki 6 ay için yüksek bantta
Bu rakamlar, enflasyonun sadece rakamsal değil, sosyal bir baskıya dönüştüğünü gözler önüne seriyor.
Yaşam Maliyeti: Haneler Neden Daha Fazla Zorluk Yaşıyor?
Ekonomistlere göre bugün yaşam maliyetini artıran üç ana faktör var:
1. Temel tüketim ürünlerinde sürekli artış
Gıda, hijyen, temizlik ürünleri gibi temel kalemlerde neredeyse her ay çift haneli artışlar yaşanıyor.
2. Gelir artışlarının fiyat artışının gerisinde kalması
Maaşlara yapılan zamlar uzun süredir enflasyonun altında kalıyor.
3. Kira ve enerji farkı
Özellikle büyük şehirlerde hem kiralar hem enerji giderleri yüksek bir yük oluşturmaya devam ediyor.
Çalışan, emekli, öğrenci veya dar gelirli fark etmeksizin, pek çok vatandaş son bir yılda harcamalarının dramatik şekilde arttığını ifade ediyor.
Piyasaların Genel Görünümü: Belirsizlik Yüksek, Güven Endeksi Zayıf
Ekonomik güven endeksi, tüketici davranışının önemli bir göstergesi. Son dönemde yapılan ölçümler, halkın ekonomik beklentiler konusunda temkinli ve kaygılı olduğunu ortaya koyuyor.
Öne çıkan başlıklar:
Tüketici güveni son iki ayda zayıf seyretti
Perakende satış hacmi düşük artış gösteriyor
Reel sektörde maliyet baskısı yüksek
Yatırım ortamı belirsizlik nedeniyle yavaşladı
Küçük işletmeler artan maliyetler nedeniyle zorlanıyor
Türkiye’nin ekonomik döngüsü, bir süredir “yüksek maliyet – düşük alım gücü – zayıf güven” üçgeni içinde gidip geliyor.
İş Dünyası: Maliyet Ateşini Hissetmeye Devam Ediyor
İşverenler uzun süredir artan maliyetlerden yakınıyor. Özellikle KOBİ’ler için enerji, ham madde ve finansman maliyetleri en kritik başlıklar arasında.
İş dünyasının yaşadığı başlıca sorunlar:
Hammadde fiyatlarında yükseliş
Enerji maliyetlerinin şirket giderlerini zorlaması
Finansmana erişimin zorlaşması
Piyasada talep daralması
Üretim ve istihdam üzerindeki baskılar
Bu nedenle iş dünyası 2026’ya yönelik daha dengeli bir ekonomi politikası beklentisi taşıyor.
Gelir – Gider Dengesi Bozuldu: Haneler Tasarruf Yapamıyor
Birçok vatandaş için ekonomik sıkıntının en görünür yanı, tasarruf yapamamak.
Anketler ve saha verileri gösteriyor ki:
Hanelerin %65’i tasarruf edemiyor
%40’tan fazlası borçlanarak ay sonunu getiriyor
Gıda en büyük gider kalemi hâline geldi
“Sabit giderler” artık maaşların büyük bölümünü kaplıyor
Bu durum ekonomistler tarafından “gelir-yaşam maliyeti makasının açılması” olarak tanımlanıyor.
2026’ya Doğru Beklentiler: Ekonomi Ne Yönde Seyredecek?
Uzmanların 2026 için dikkat çektiği üç ana senaryo var:
1. Enflasyonun kademeli düşmesi mümkün ama yavaş
Politikaların etkisiyle düşüş olabilir ancak kısa vadede güçlü bir gerileme beklenmiyor.
2. Yaşam maliyeti bir süre daha yüksek kalacak
Gıda, kira ve enerji fiyatları gerçek enflasyonun aynası olmaya devam edecek.
3. Gelir artışları kritik önemde
Asgari ücret, memur ve emekli zamları, gelir–harcama dengesini belirleyecek.
Ekonomistler, “2026’nın geçiş yılı” olabileceği görüşünde ancak bunun, güçlü bir mali disiplin ve sürdürülebilir fiyat politikalarıyla mümkün olacağını belirtiyor.
Vatandaş Ne Bekliyor? En Net Mesaj: “Alım Gücü Geri Gelmeli”
Sosyal medya ve kamuoyu araştırmaları, halkın üç konuda ortaklaştığını gösteriyor:
Daha güçlü alım gücü
Daha gerçekçi zamlar
Daha kontrol edilebilir fiyatlar
Toplumda en büyük talep, “fiyat istikrarı” ve “yaşam maliyetinin normalleşmesi”.