Hukukta "mutlak butlan", hukuki bir işlemin, kanuna, kamu düzenine veya ahlaka aykırı olması durumunda baştan itibaren geçersiz sayılması anlamına gelir. Bu durumun düzeltilmesi mümkün değildir ve mahkemeler tarafından re’sen dikkate alınabilir.
Mutlak Butlan Nedir?
Butlan terimi, köken olarak Arapça'dan gelmekte olup "hükümsüzlük" ya da "geçersizlik" anlamlarını taşır. Hukuki açıdan bakıldığında, bir işlemin geçerliliği için gerekli olan şartların ciddi bir şekilde eksik olması veya hukuka aykırı durumların bulunması söz konusu olduğunda, o işlem mutlak suretle geçersiz kabul edilir. Burada önemli olan, işlemin varlığına dair mevcudiyet şartlarının yerine getirilmemiş olmasıdır. Mutlak butlan uygulanması halinde, ilgili işlem zamanla düzeltilemez; bu durum, mahkeme tarafından kendiliğinden, yani re’sen tespit edilir. Bu tür bir durum, hem bireysel hem de toplumsal düzenin korunması açısından oldukça önemlidir.
Mutlak Butlanın Uygulandığı Durumlar
Mutlak butlan uygulaması, kamu düzeni ve toplumsal değerlerin korunmasını hedefler. Hukuk sisteminde mutlak butlanın söz konusu olabileceği bazı durumlar arasında emredici kurallara aykırılık, ahlaka ve kamu düzenine aykırılık, şekil şartlarına uyulmaması ve fiil ehliyetsizliği yer almaktadır. Örneğin, vergi kaçakçılığını teşvik eden anlaşmalar veya Türk Ceza Kanunu'nda yasaklanmış fiillere yönelik sözleşmeler, bu kuralların ihlali olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, insan onurunu zedeleyen ve aile yapısını tehdit eden sözleşmeler, toplumsal düzeni sarsabilen hukuki işlemler de mutlak butlan kapsamına girmektedir. Şekil şartlarına uyulmadığı takdirde, örneğin bir tapu satışının resmi olmazsa, işlem geçersiz sayılmakta ve fiil ehliyetsizliği durumlarında da, akıl sağlığı yerinde olmayan bireylerin gerçekleştirdiği işlemler ya da tüzel kişiliği sona eren şirketler tarafından yapılan sözleşmeler hükümsüz olarak değerlendirilir.
CHP Kurultay Davasında Mutlak Butlan Tartışması
Bugün görülecek olan CHP kurultay davasında mutlak butlan kararı verme ihtimali gündeme gelmiştir. Bu süreçte, mahkeme kurultayı iptal edip bu yönde bir hüküm verirse, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun tekrar partinin başına geçmesi mümkün hale gelebilir. Eğer Kılıçdaroğlu görevi kabul etmezse, mahkeme tarafından bir kayyum atanması gibi olasılıklar da masada bulunmaktadır. Bu tür bir hukuki karar, hem parti içindeki dengeleri değiştirebilir hem de Türkiye'nin siyasi ortamında önemli etkilere yol açabilir. Dolayısıyla, bu davanın sonucu sadece CHP açısından değil, tüm siyasi yapılar için de belirleyici bir rol oynamaktadır.