Mevzu Rize Genel Lacoste İlkbahar/Yaz 2026 Koleksiyonu Paris Moda Haftası'nda Tanıtıldı

Lacoste İlkbahar/Yaz 2026 Koleksiyonu Paris Moda Haftası'nda Tanıtıldı

Lacoste'in 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonu, spor dünyasının perde arkasındaki hazırlıklara odaklanarak özgün bir moda dili ortaya koyuyor. Bu koleksiyon, minimalizmi ve zamansız estetiği harmanlayarak, şıklığı ve rahatlığı bir araya getiriyor.

Okunma Süresi: 3 dk

Koleksiyonun teması “hazırlık” üzerine kurulu. Yani sahneye çıkmadan önceki o kısa, ama yoğun anlara odaklanıyor. Sporcu henüz formasini giymemiştir ama bedeni zaten yarışa hazırdır. Lacoste bu aralığı, yani soyunma odasından podyuma uzanan çizgiyi, kumaşlarla, kesimlerle ve renklerle tarif etmeyi başarıyor.

Bu anlatı, koleksiyonda yer alan transparan organza ve naylon parçalarla görselleştirilmiş. Duş perdelerini andıran kumaş yüzeyleri, havlu dokularla bir araya geliyor. Katmanlı yapıların neredeyse tamamı, bir giyinme anını çağrıştırıyor. Triko detaylarla zenginleştirilmiş oversize polo gömlekler, bel hizasında büzgü ile toplanan havlu görünümlü etekler, sportif bir geçmişin modaya dönüştürülmüş izleri.

Kalıplar alışılmışın dışına çıkmadan, alışıldık olanı yeniden şekillendiriyor. Yumuşak formda blazer ceketler, bol paçalı pantolonlarla tamamlanıyor. Trenchcoatlar omuzdan aşağı doğru akarken, kimono benzeri yaka kesimleriyle doğu-batı sentezi sunuyor. Koleksiyon cinsiyet kodlarını tartışmaya açmıyor ama bu kodların içine fazla sıkışmadan özgürce hareket ediyor. Kimi parçalarda nötr renklerle sağlanan cinsiyetsiz etki, kimilerinde ise sporcu kimliğini vurgulayan güçlü kesimlerle dengeleniyor.

Fonksiyonel şıklık

Ayakkabılar sade ama karakterli. Kalın tabanlı sneakerlar, sivri burunlu ama minimal formlu topuklular ve ip detaylarıyla sportif sandaletler, defilenin farklı anlarında kendini gösteriyor. Her biri, koleksiyondaki “yarı hazır olma” hâlinin tamamlayıcısı gibi işlev görüyor.

Malzeme seçimi ise koleksiyonun özünü taşıyan bir unsur. Lacoste, teknik kumaşları moda diliyle konuşturma konusunda ustalığını gösteriyor. Su geçirmez parlak naylonlar, teri dışarı atan sentetikler, klasik piqué ve havlu kumaşlar iç içe geçmiş. Bu yapı, izleyiciye hem antrenman sonrası bir görüntü sunuyor, hem de şehir hayatının içinde karşılık bulabilecek fonksiyonel parçalar yaratıyor.

Hikayeyi tamamlayan detaylar

Renk paleti sessiz ama güçlü. Toprak tonları ve pastel geçişler, markanın ikonik Lacoste mavisi ve çimen yeşiliyle harmanlanıyor. Turuncu tonları ise koleksiyonun dinamizmini ateşleyen vurgu noktaları gibi. Renk geçişleri, bir soyunma odasında bırakılmış izler kadar doğal ve yumuşak.

Çantalar, spor çantası formundan sapmadan ama sokak stiline entegre olacak zariflikte tasarlanmış. Duffel çantalar yumuşak hatlarıyla dikkat çekerken, bazı çantalarda raket saplarını anımsatan kulplar görülüyor. Detaylar, hikâyeyi derinleştiren parçalar hâlinde koleksiyonun geneline yayılmış.

Küçük ama dikkat çekici zincir detaylar, fermuar uçlarında sakince kendini gösteriyor. Bazı looklarda ayakta kalan havlu kumaşlar etek gibi giyiliyor, bazı parçalar ise bilinçli olarak “bitmemiş” hissi veriyor. Bu bilinçli yarım kalmışlık hali, koleksiyonun anlatı gücünü artırıyor.

Lacoste’un yeni sezon vizyonu

Defile, Lacoste’un sadece sahada değil, podyumda da hâlâ söz sahibi olduğunu hatırlatıyor. Spor estetiğini moda diline başarıyla çevirebilmek, her markanın harcı değil. Kolotouros bu defileyle bir yandan markanin köklerine bağlı kalıyor, bir yandan da yeni jenerasyon için yeni anlatım yolları arıyor.

SS26 koleksiyonu, sporu temsil etmiyor sadece; aynı zamanda performansın öncesini ve sonrasını, hazırlığı, giyinmeyi, giyinmemenin bile estetik potansiyelini anlatıyor. Modanın, hazır olma hâlini estetik bir dile dönüştürebileceğini gösteriyor.

Lacoste bu sezon, “hazırlık anı”nı nihai sunuma dönüştürüyor. Ve bu kuvvetli hamleyle, sporla modanın ortak alanını daha da genişletiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *