Mevzu Rize Genel Ölümden Sonra Hayat mı? Bilim, Ölüleri Yeniden Diriltmenin Yollarını Araştırıyor!

Ölümden Sonra Hayat mı? Bilim, Ölüleri Yeniden Diriltmenin Yollarını Araştırıyor!

Yapay zekâ teknolojisi, yakınlarını kaybedenlere bir teselli sunuyor. Ölen kişilerin ses kayıtları, fotoğrafları ve videolarından oluşturulan dijital avatarlar sayesinde, sevdiklerinizle sanal ortamda yeniden konuşmak mümkün hale geliyor.

Okunma Süresi: 3 dk

Ölüme karşı modern bir meydan okuma olarak kabul edilen yeni teknoloji, "dijital ölümsüzlük" fikrinin hayata geçirilmesine zemin hazırlıyor. Bu teknoloji sayesinde, kaybettiklerimizle olan bağlarımızı sanal ortamda sürdürmek mümkün hale geliyor. Fotoğraf ve video gibi dijital materyaller, bu bağlamda konuşan botlar oluşturmak için kullanılıyor. Böylece, sevdiklerimizle sanal bir iletişim kurarak yas sürecimizi farklı bir şekilde tanımlıyoruz.

Yapay Zeka ve Sanal Diriliş

Yapay zekâ destekli bu sanal dirilişin en dikkat çekici örneklerinden biri, ünlü müzisyen Rod Stewart'ın gerçekleştirdiği son konserde kendini gösterdi. Bu etkinlik sırasında, özel olarak hazırlanmış yapay zekâ görselleri ile birlikte Michael Jackson, Tina Turner ve Ozzy Osbourne gibi müzik efsaneleri adeta sahneye geri döndüler. Doğası gereği hem duygusal hem de heyecan verici bir deneyim sunan bu performans, hayranlar arasında büyük bir heyecan oluştururken yoğun tartışmalara da yol açtı. Bu tür uygulamalar, geçmişteki müzik ikonlarının anılarını yaşatmakla kalmayıp, aynı zamanda hayranlarının nostaljik hislerini canlandırdı.

Bir Aileye Teselli Sağlayan Dijital Avatar

Bu yeni teknolojinin duygusal boyutunu gözler önüne seren bir diğer olay, CNN muhabiri Jim Acosta'nın gerçekleştirdiği röportajla ortaya çıktı. Acosta, 2018 yılında bir silahlı saldırıda hayatını kaybeden Joaquin Oliver'ın dijital avatarıyla yaptığı görüşme sırasında, gencin ses kayıtları ve fotoğrafları kullanılarak oluşturulan sanal figürle adeta gerçek bir sohbet yaşadı. Bu deneyim, Oliver’ın ailesi için önemli bir teselli kaynağı oldu. Aile, dijital avatar ile yapılan bu etkileşimin yas sürecine farklı bir boyut kattığını dile getirdi. Yaşanan bu durum, yas tutan bireylerin duygusal iyileşme süreçlerine yardımcı olma potansiyelini gösteriyor.

Griefbot ve Deathbot Hizmetlerinin Yükselişi

“Griefbot” veya “deathbot” olarak tanımlanan dijital hizmetler, yas tutma yaklaşımlarımızı köklü şekilde değiştirme gücüne sahip. Siber psikolog Elaine Kasket, yeterli dijital verinin mevcut olduğu her birey için inandırıcı ve tanıdık dijital kopyaların oluşturulmasının artık oldukça kolay ve ekonomik olduğunu belirtiyor. Bu tür sanal etkileşimler, geleneksel mezar ziyaretleriyle benzerlik taşıyor; ancak uzmanlar bu sürecin, yasın doğal akışını bozmada risk oluşturabileceğini vurguluyor. Belirli bir süreç olarak kabul edilen yas tutma, bazen böyle teknolojik çözümlerle istenmeyen yavaşlamalara veya sapmalara neden olabilir.

Teknolojinin Psikolojik Etkileri

Bu teknoloji, insanların ölümü aşma isteğinin dijital bir tezahürü olarak değerlendirilmektedir. Ancak ruh sağlığı uzmanları, yasın doğal ve kaçınılmaz bir süreç olduğunu unutmamak gerektiğine dikkat çekiyorlar. Dijital bir avatar ile kurulan iletişim, bazı bireylerin gerçeklik anlayışını olumsuz yönde etkileyebilir veya yas sürecini uzatabileceği konusunda endişeler bulunmaktadır. Uzmanlar, bu tür etkileşimlerin kişisel iyileşme süreçlerini nasıl etkileyebileceği üzerine derinlemesine düşünülmesi gerektiğini ifade ediyor. Dolayısıyla, bu yeni teknolojilerin etik ve psikolojik boyutları üzerinde durulması önem taşıyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *