Çengelköy kasaba havasındaki yapısı, mahalle dokusunun hiç bozulmadığı ara sokakları, tarihi kokusu ve meşhur çınar ağaçları ile insanı adeta bir mıknatıs gibi kendine çekiyor. Bir günü dolu dolu geçirebileceğiniz yerlerden biri, boğazın incisi. Sayısız yeme içme alternatifi mevcut, ara sokaklara dalın ve size hitap eden mekanı bulun. Çengelköy Gezilecek Yerler ruhunuzu şenlendirecek türden:))

Çengelköy’ün Tarihçesi
15 ve 16. yy’larda sultanların has bahçelerinin bulunduğu bölgede yazılı kaynaklara göre “Kutelkasr” olarak kayıtlı bir saray ve bahçesi mevcutmuş. Kanuni Sultan Süleyman, bugünkü Kuleli Askeri Lisesi’nin bulunduğu çevrede Cihannüma Kasrı ya da Kule Kasrı’nı yaptırmış.
Evliya Çelebiye göre, 17. yy’da Çengelköy’de muhteşem bir saray ve hasbahçenin dışında bir mescit, Bostancı odaları, Padişahın savaşta ve avda kullandığı köpeklerinin yetiştirilip bakıldığı bir Samsonhane varmış. Köy halkının büyük çoğunluğu Rum’muş. İstanbul’un fethinden sonra sahilde çok sayıda çengel görüldüğü, bu yüzden köyün adına Çengelli köy ya da Çengel Köyü denildiği söylene gelmekte.
18. yy’da daha da gelişen Çengelköy’den Vaniköy’e doğru Osmanlı Ermenileri yerleşmeye başlamış; sahilde zengin Ermeni ailelerinin yalıları sıralanmış. İskeleden Beylerbeyi’ne doğru ise Müslüman devlet ve din adamlarının, paşaların yalıları yer alıyormuş. 1850’lerde yeni vapur iskelesi yapılmış; 1832’de onlarca evi ve dükkanı yok eden yangına rağmen yerleşim gittikçe genişlemiş.

Çengelköy Gezilecek Yerler
Aya Yorgi Rum Ortodoks Kilisesi
Ayios Pandeleimon Ayazması
Hacı Ömer Camisi
Hamdullah Paşa Camisi
Kerime Hatun Camisi
Kuleli Askerî Lisesi
Kuleli Kaymak Mustafa Paşa Camisi
Küçük Şeyh Nevruz Camisi
Sadullah Paşa Yalısı
Tarihi Çınar Ağacı
Çengelköy gezimize, Tarihi Çınaraltı Aile Çay Bahçesi’nde kahvaltı ile başlıyoruz. Buraya sabah ne kadar erken gelirseniz o kadar iyi; yoksa yer bulmakta zorlanabilirsiniz, çünkü oldukça kalabalık oluyor. Çay bahçesine giderken, 170 yıllık geçmişi olan ve ilk sahibinin Ermeni olduğu söylenen, kapısında “Ekmek Teknesi” tabelası asılı bulunan Tarihi İsmail’in Has Ekmek Fırını’na mutlaka uğrayın. “Ekmek Teknesi” tabelasının amacı, ihtiyacı olanlara ekmek sağlamak: “Sen bırak, ihtiyacı olan alsın!” Aklınızda bulunsun.
Çengelköy Meydanı’ndaki tarihi çınar ağacını görmeden olmaz!
Salatalığıyla ünlü bu semtte, salatalıksız bir kahvaltı düşünülemeyeceği için Çengelköy Hıyarı almayı da unutmayın!


Kahvaltıdan sonra çınarın hemen arkasındaki Hamdullah Paşa Camisi’ni ziyaret ediyoruz. Kürekçi bir babanın oğlu olarak Çengelköy’de dünyaya gelen Abdullah Ağa, baba mesleğini sürdürmüş ve zamanla yükselerek kaptanıderya olmuş. Abdullah Ağa’nın 1818-1820 yılları arasında yaptırdığı cami, Çınarlı Cami olarak da biliniyor. Biraz ileride ise Hacı Ömer Camisi bulunuyor. Caminin banisi Hacı Ömer Efendi’dir; mezarı da caminin haziresinde yer alıyor. Caminin kitabesi bulunmadığı için kesin inşa tarihi bilinmiyor. Ancak, Şair Sadi’nin hazırladığı kitabenin son mısrasından 1894 yılında yenilendiği anlaşılıyor.

Çengelköy İskele – Kuleli Yönü Görülecek Yerler
Sonrasında Kuleli Caddesi’nden Beykoz yönüne doğru yürümeye başlıyoruz. İstikametimiz Kuleli Kaymak Mustafa Paşa Camisi. 1720 tarihli olan cami, Lale Devri’ne ait bir yapı olmasına rağmen bu döneme özgü izler neredeyse hiç görülmüyor. Minaresi, alışılagelmişin aksine sol arka tarafta bulunan cami oldukça sade ve enine dikdörtgen biçiminde. Yürüme mesafesi yaklaşık 15 dakika.
Caminin karşısında boğaza göz kırparcasına uzanan eski adıyla “Kuleli Askeri Lisesi” duruyor. Kuleli Askeri Lisesi, 21 Eylül 1845 tarihinde “Mekteb-i Fünun-u İdadi” ismi ile Dolmabahçe Çinili Köşk’te öğretime açılmış. 1846 -1872 yılları arasında Maçka ve Harbiye kışlalarında eğitimine devam eden Mekteb-i Fünun-u İdadi, 1872 yılında Kuleli kışlasına taşınır ve Kuleli Askeri İdadisi adını alır. Şimdiler de ise siluetiyle görenleri büyülemekle meşgul.

Çengelköy İskele – Beylerbeyi Yönü Görülecek Yerler
Geldiğimiz yoldan geri dönüyoruz. Çengelköy Karakolu’na gelmeden, Tanrıverdi Sokağa dönen köşede Aya Yorgi Rum Ortodoks Kilisesi bulunuyor. 17. yüzyıla tarihlenen kilise, yıllar içinde birçok kez onarım görmüş. Hâlen kullanıma açık olan kilisede her yıl 6 Ocak tarihinde denizden haç çıkarma töreni düzenleniyor.

Kemalettin Tuğcu Sokak ile Kalontor Sokak’ın kesişiminde bulunan Kerime Hatun Camisi, 1658 yılında Kapıağası Ahmet Ağa tarafından merhum annesi Kerime Hatun için yaptırılmış. Cami Çengelköy’e yapılan ilk mescit olarak biliniyor. Tek minareli ve tek şerefeli olan bu caminin bahçesinde şadırvan bulunuyor.
Ayios Pandeleimon Ayazması’na, Tanrıverdi Sokağı ile Meserret Sokak üzerinden gidiliyor; ayazma, sokağın sonunda, tepede bulunuyor. Dört duvar üzerine kiremit örtülü, ön cephesi kesme taştan yapılmış kâgir bir yapı. Ayazmanın üzerine 1870 yılında yapılan bina, 1909’da yanmış ve daha sonra yeniden inşa edilmiş. Çeşmenin önünde, zemine gömülü demir kafesli, mermer kaplı bir yalak bulunuyor.
Sonrasında Kuleli caddesine geri dönüp yönümüzü Beylerbeyi’ne çeviriyoruz. İlk ziyaret noktamız, Sadullah Paşa Yalısı. 18. Yüzyıldan günümüze gelebilen nadir yalılardan Sadullah Paşa Yalısı’nın Murat Bardakçı’nın kaleminden hikayesi şöyle:
“Yalı, ilk sahiplerinden olan Bağdat Valisi Hamdi Paşa’nın borçları yüzünden 19. asrın başlarında Ayaşlı Esad Muhlis Paşa’ya satılır, Paşa zatürreden ölünce 1838 doğumlu oğlu Sadullah Paşa’ya kalır. Sadullah Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun Viyana’daki büyükelçisidir, sefarethanede çalışan genç bir hizmetkarla gönül ilişkisine girer. Devrin hükümdarı Sultan Abdülhamid tarafından İstanbul’a dönmesine bir türlü izin verilmemektedir, memleket hasreti çekerken üstüne üstlük hizmetkâr kızın kendisinden hamile kaldığını öğrenir ve 1891’de havagazıyla intihar eder. Paşa’nın İstanbul’da, Çengelköy’deki yalıda yaşayan haremi Necibe Hanım ise, haberi duyunca çıldırır. Paşa’nın eşi Necibe Hanım 1917’de vefat eder, yalı Cumhuriyet’in ilk içişleri bakanlarından olan Ahmed Ferid Tek’e satılır, onun vefatıyla kızı Türkolog Emel Esin’e geçer. Emel Esin, yalıyı kendi adıyla kurduğu vakfa devreder ve o da dünyadan 1987’de ayrılır. Binanın daha sonraki sakini ise, yalıyı Emel Esin Vakfı’ndan kiralayan Ayşegül Nadir’dir. Ayşegül Nadir’in isminin etrafında yoğunlaşan ve basını bundan senelerce önce uzun müddet meşgul eden meşhur tarihi eser kaçakçılığı olayı da işte bu yalıda yaşanır.” Çengelköy gezilecek yerler

Bir sonraki durağımız Çamlıca tepesine doğru dik çıkan Havuzbaşı Sokağı’nın altındaki Küçük Şeyh Nevruz Camisi, eski ahşap ev ve konaklar. Bazı araştırmacılara göre Mehmet Akif, İstiklal Marşı’nın bir bölümünü sık sık geldiği Nevruz Camisi’nde yazmış.

Türkiye’de ilk eroin fabrikasının Çengelköy’de kurulduğunu biliyor muydunuz? 14 Nisan 1972 tarihli Hürriyet Gazetesi arşivi ilginç! Çengelköy gezilecek yerler
