Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın girişimiyle, ünlü sanatçı Mabel Matiz'in "Perperişan" isimli parçasına erişim engeli getirildi. Bu karar, kısa süre içinde sosyal medya gibi platformlarda büyük bir tartışma başlattı. Daha sonra İçişleri Bakanlığı'nın da sürece dahil olmasıyla şarkıcı hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Bu tür uygulamalar, halk arasında çeşitli tepkilere yol açtı.
Erişim Engeli ve Suç Duyurusu
İçişleri Bakanlığı, Mabel Matiz hakkında yaptığı suç duyurusunda Türk Ceza Kanunu’nun 226. maddesini gerekçe olarak gösterdi. Bu durum, kamuoyunda çok çeşitli görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı kesimler bu uygulamayı sanat özgürlüğüne bir müdahale olarak değerlendirirken, diğerleri ise güvenlik endişelerini öne sürdü. Bakanlığın bu adımının arkasında yatan motive ve detaylar henüz netleşmiş değil. Ancak sanatçıların eserlerine getirilen bu tür kısıtlamalar, Türkiye’deki sanat hayatını derinden etkileyebilir. Özellikle sanatçılar, ifade özgürlüklerini kullanma konusunda baskı altında hissettiklerini belirtiyorlar. Bu durum, sadece Mabel Matiz'in değil, birçok sanatçının gelecekteki çalışmaları üzerinde de olumsuz bir etki yaratabilir.
Özgür Çelik'ten Sert Tepki
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sosyal medya üzerinden bu konuya tepki gösterdi. Çelik, sanatçılara karşı uygulanan baskıları eleştirerek, "Emniyet sistemimizi yönetenler akıl ve mantıktan giderek uzaklaşıyor," ifadelerini kullandı. Bu cümleler, özellikle sosyal medya aracılığıyla organize olan marjinal grupların sanatçıları hedef aldığı ve bunun sonucunda bazı müzisyenlerin, senaristlerin ya da sanatçıların linç edilme korkusuyla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Çelik, bu linç olaylarının neticesinde birçok sanatçının evlerinin basıldığını, gözaltına alındığını ve bazen de tutuklandığını dile getirdi. "Sanatçılar için değil, suçlular için" diyerek, güvenlik sorunlarına dikkat çekti.
Devletin Asli Görevi
Özgür Çelik, açıklamalarında sadece sanatçılarla değil, toplumun genel güvenliğiyle ilgili bir de sorunlar yaşandığını belirtti. Vurguladığı noktalardan biri, insanların evlerine giren suçlular, hırsızlar ve tacizcilerdir. Özellikle de İstanbul gibi büyük bir şehirde, gençlerin Mafya gibi kötü unsurlara eğilim gösterebildiğini ifade etti. "Devletin asli görevi, marjinal grupların hassasiyetleri değil, halkın güvenliğini sağlamak olmalıdır," dedi. Çelik'in bu tepkileri, halk içinde güvenlik endişesi taşıyan birçok vatandaşı da düşündürmeye başladı. Bu durum, devletin toplumda bir denge kurması gerektiğini ortaya koyuyor.
Gerçek Hayata Dönme Çağrısı
Sosyal medya üzerinden yürütülen tartışmaların iktidar tarafından kullanılmasına yönelik eleştirilerde bulunan Çelik, "İdarecilerin artık kafalarını sosyal medyadan kaldırmaları gerekiyor," dedi. Çelik, bu tür uygulamaların, siyasi gündemi belirleme amacı ile yürütüldüğünü savundu. Sonuç olarak, "gerçek hayata dönerek asli işlerine odaklanmaları gerekiyor" diyerek açıklamasını noktaladı. Bu çağrılar, sadece güncel meselelerle ilgili değil, aynı zamanda devletin sanat ve politika üzerinde nasıl bir etki yarattığına dair de önemli bir düşünce ortaya koydu. Kamuoyunun görüşleri de bu şekilde şekilleniyor ve sanat ile güvenlik arasında bir denge kurulması gerektiği her geçen gün daha fazla ifade ediliyor.