AK Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Av. Özlem Zengin, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Dünya Çocuk Hakları Günü, sosyal medya, mesleki eğitim ve iklim gündemi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Zengin, dün tüm partilerin oy birliğiyle kurulan “suça sürüklenen çocuklar” araştırma komisyonunu fevkalade önemsediklerini söyleyerek “Bu komisyon yalnızca suça sürüklenen çocuklar için değil, çocuklarımızın yaşadıkları sosyal ortamın, eğitimin ve pek çok problemin değerlendirilmesi için önemli bir imkândır.” dedi.
“Sosyal Medya Çocuklar İçin Muazzam Bir Tehlike Alanı”
Zengin, çocukların karşı karşıya olduğu en kritik risklerden birinin sosyal medya olduğunu vurguladı. “Sosyal medya, çocuklarımız ve gençlerimiz için muazzam bir tehlike alanı oluşturuyor.” diyen Zengin, kız ve erkek çocuklarının platform tercihlerini şöyle özetledi:
Kız çocuklarının ve genç kızların daha çok Snapchat ve WhatsApp üzerinden sosyalleştiğini, erkek çocukların ise YouTube, Discord, Twitch ve Facebook’u tercih ettiğini belirten Zengin, “İlkokul öğrencilerinin bile Facebook kullandığını görüyoruz.” ifadesini kullandı.
Çocukların yaşlarına uygun olmayan dijital alışkanlıklar geliştirdiğini, bunun da ailelerin kontrolünün çok üzerinde geliştiğini söyleyen Zengin, “Çocuğa yemek yedirebilmek için bile ekrana başvuran anneler var.” örneğini paylaştı.
Siber Zorbalık ve Yeni Fobiler
Zengin, sosyal medyanın çocuklar üzerinde çok katmanlı bir baskı yarattığını belirterek “Bir taraftan sosyal mecraları kullanan çocuğun kendi üzerinde baskı var, diğer taraftan iç baskı, öbür taraftan dışarıdan gelen siber zorbalık var.” dedi. Bu ortamın çocukların akademik performansını ve öz güvenini olumsuz etkilediğini, sürekli ekran başında olmanın dikkat dağınıklığına yol açtığını vurguladı.
Yeni nesil dijital bağımlılıkların psikolojik yansımalarına da değinen Zengin, “nomofobi”yi akıllı telefondan yoksun kalma korkusu, “netlessfobi”yi internetsiz kalma korkusu olarak tanımladı; ayrıca “hayali titreşim sendromu” gibi, telefon çalmadığı hâlde çaldığını zannetme hâllerinin yaygınlaştığını aktardı. “Önümüzde devasa bir problem var ve bu problemin hacmini yeterince idrak ettiğimizden emin değilim.” değerlendirmesinde bulundu.
“Hayatı Nerede Öğreniyorlar: Evde mi, Okulda mı, Ekranda mı?”
Zengin, millî eğitim politikaları tartışılırken çocukların hayatı asıl nerede öğrendiğinin sorgulanması gerektiğini dile getirdi: “Çocukların okulda öğrendikleriyle bu mecralarda öğrendikleri ne kadar tutarlı, ne kadar çelişiyor? Asıl hayatı kavradığı yer neresi?” sorularını gündeme getirdi.
Bu mecraların hukuk ve denetim açısından da geriden takip edildiğini belirten Zengin, “Neredeyse hiç denetimimizin olmadığı bu alanlarda nasıl bir yöntemle hasarı telafi edeceğimizi tartışmalıyız.” dedi. Akıllı telefonların hangi yaşta verilmesi gerektiği, yasaklama politikalarının sınırları ve telafi edici mekanizmaların komisyon çalışmaları kapsamında ele alınması gerektiğini söyledi.
Mesleki Eğitim Merkezleri ve Ustalık Belgeleri
Konuşmasının bir bölümünü de mesleki eğitime ayıran Zengin, Millî Eğitim Bakanlığının mesleki eğitim merkezlerini önemli bir araç olarak gördüklerini belirtti. Çocukların 9, 10 ve 11’inci sınıflarda bu eğitimlerden yararlanabildiğini hatırlatan Zengin, “Şu anda yaklaşık 540 bin öğrenci mesleki eğitimden faydalanıyor.” bilgisini paylaştı.
Zengin, mesleki eğitim merkezleri aracılığıyla 2,5 milyon öğrencinin ustalık belgesi, 2 milyon öğrencinin kalfalık belgesi aldığını, usta öğreticilik belgesi alanların sayısının da 1 milyonu geçtiğini söyledi. Bu modelin gençlerin hem meslek edinmesine hem de eğitim sürecinde gelir elde etmesine imkân tanıdığını ifade ederek, “Ortaokuldan mezun olduktan sonra bu eğitimlere kaydolup, ayrıca meslek aramadan hayata meslek sahibi olarak hazırlanıyorlar.” dedi.
Su ve İklim Gündemi, COP31’in Antalya’da Yapılması İhtimali
Daha önce su meselesi üzerine yaptığı konuşmanın milletvekilleri arasında geniş ilgi gördüğünü belirten Zengin, bu alanda daha kapsamlı çalışmalar yapacağını ve partisinin de konuyu yakından takip ettiğini söyledi.
Zengin, Brezilya’da devam eden ve “COP31” olarak anılan iklim toplantısına atıfla, bir sonraki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansının büyük ihtimalle Antalya’da yapılacağını ifade etti. “Teyidi var ama toplantı tamamlanınca kesinleşecek.” diyen Zengin, “Çevre ve su meselesi Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri.” sözleriyle iklim değişikliği çerçeve sözleşmesi tartışmalarında Türkiye aleyhine üretilen olumsuz bilgilere karşı içeriden bakan bir perspektif gerektiğini vurguladı.
Genel Kurulda Konuşma Süreleri Üzerine Kısa Tartışma
Konuşmaların ardından Genel Kurulda Grup Başkanvekillerinin ve milletvekillerinin konuşma sürelerine ilişkin kısa bir usul tartışması yaşandı. Meclis Başkan Vekili, Grup Başkanvekillerinin fiilen beş dakika olan konuşma sürelerini uzatırken milletvekillerinin hakkının gözetilmesi gerektiğini belirtirken; İYİ Parti, CHP ve MHP grup yöneticileri, milletvekillerinin söz haklarının kısıtlanmasını istemediklerini, sürelerin adil biçimde düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. Özlem Zengin ise, bir dakikalık konuşma süresinin milletvekilleri için çok yetersiz olduğunu, sayının azaltılıp sürenin artırılmasını savunduğunu dile getirdi.
Kaynak: CUMHA - CUMHUR HABER AJANSI
