meritbet
Rize
Parçalı bulutlu
weather
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Mevzu Rize Politika CHP’li Karabat: Yoksulluk, iktidarın bir yönetim aracı hâline gelmiş durumda

CHP’li Karabat: Yoksulluk, iktidarın bir yönetim aracı hâline gelmiş durumda

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Türkiye’deki yoksulluğun iktidar tarafından bir yönetim aracı olarak kullanıldığını vurguladı. Yoksulluğu kendi çıkarları için manipüle eden iktidarın, toplumu bağımlı hale getirdiğini ve bunun demokratik bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Kaynak: Anka
Okunma Süresi: 4 dk

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat Türkiye’deki yoksulluk sorununa ilişkin, "Ülkemizin en yakıcı sorunlarından birisi şüphesiz yoksulluk. Ve yoksulluk, iktidarın bir yönetim aracı haline gelmiş durumda. Türkiye’de yoksullukla mücadele edilmiyor; tam tersine, yoksulluk bilinçli olarak yönetiliyor. İktidar partisi özellikle kırsal bölgelerde ve düşük gelirli mahallelerdeki insanlara, 'Yardım kesilir.' diye tehdit propagandası yapıyor. İnsanların temel geçim kaynağı, siyasi tercihleri üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılıyor” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Türkiye’nin başlıca sorunlarından biri olan yoksulluk üzerinde videolu bir açıklama yaptı. Karabat, açıklamasında İktidarın yoksulluğu bir yönetim aracı olarak kullandığını belirterek şunları kaydetti:

"Yoksulluk, iktidarın bir yönetim aracı hâline gelmiş durumda"

“Aziz milletim, değerli kardeşlerim, Hepimizin bildiği gibi, ülkemizin en yakıcı sorunlarından birisi şüphesiz yoksulluk. Ve yoksulluk, iktidarın bir yönetim aracı haline gelmiş durumda. Türkiye’de yoksullukla mücadele edilmiyor; tam tersine, yoksulluk bilinçli olarak yönetiliyor. Elimizdeki veriler de bu durumu kanıtlıyor. Ancak yoksulluğun bir kader olarak sunulmasını asla kabul etmiyoruz.

"Yoksulluk derin, insanlar umutsuz, gençler çaresiz"

Yoksulluk derin, insanlar umutsuz, gençler çaresiz. Ne eğitimde ne de istihdamda olan 15-24 yaş aralığındaki gençlerin oranı yüzde 22,9. Erkeklerde bu oran yüzde 16,2 iken kadınlarda yüzde 30’u bulmuş durumda. Bu acı tabloyu sizlerle paylaşırken başka bir acı tabloyu da dikkatlerinize sunmak isterim. TÜİK’in 2024 verilerine göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grup yani toplumun en fazla gelir elde eden kesimi toplam gelirin neredeyse  yüzde 48,1’ini alıyor. En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grup ise sadece yüzde 6,3’te kalıyor. Yoksulların sayısında ise dehşet bir artış söz konusu. 2012-2024 arasındaki sosyal yardım verilerine bir bakalım:

"12 yılda nüfus 14 milyon artarken, sosyal yardım alanların sayısı 7 milyon arttı"

Genel sağlık sigortası primini ödeyemediği için devletten yardım alanların sayısı 2008’de 4,4 milyon iken 2024’te 9,4 milyonu geçti. Artış tam 5 milyonu buluyor. Toplam nüfusun yüzde 11’inin sağlık sigortası primini ödeyecek bir geliri bile yok. 2008’de ise bu oran yüzde 6,1’di. Yani yüzde 5’lik bir artış söz konusu. Sosyal yardım alanların sayısı 2012’de 9,7 milyon kişiyken, 2024’te bu rakam 16,7 milyona çıktı. 12 yılda nüfus 14 milyon artarken, sosyal yardım alanların sayısı 7 milyon arttı. Yani nüfus artışının hemen hemen yarısı kadar bir rakam sosyal yardım desteği almaya başladı.

"Yoksulluk bitirilmek istenmiyor, tam tersine yönetiliyor"

Peki, tüm bunlar ne anlama geliyor? Üzerine basa basa söylüyorum: Yoksulluk bitirilmek istenmiyor, tam tersine yönetiliyor. Diyeceksiniz ki, bu verilerin seçimlerle bir alakası var mı? Evet, aynı zamanda bu yoksulluk haritası bir siyasi haritaya dönüşüyor. Hesaplamalar gösteriyor ki, 2024 yılında sosyal yardım alan seçmen sayısı 17. 6 milyon kişi. Bu rakam, toplam seçmenin yaklaşık yüzde 25’ine denk geliyor. Dolayısıyla tartışmasız bir gerçek ortaya çıkıyor: Yoksulların kamuoyu yoklamalarını ve seçimleri ne kadar etkilediğini hepimiz biliyoruz.

"İnsanların temel geçim kaynağı, siyasi tercihleri üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılıyor"

Önce halk yoksullaştırılıyor, sonra yardıma muhtaç hâle getiriliyor; devamlı sosyal yardımlara bağımlı kılınıyor, ardından da önüne seçim sandığı konuluyor. Elbette bunun demokratik bir yarış olduğunu söyleyemeyiz. Bu açık bir manipülasyondur. İktidar partisi özellikle kırsal bölgelerde ve düşük gelirli mahallelerdeki insanlara, 'Yardım kesilir.' diye tehdit propagandası yapıyor. İnsanların temel geçim kaynağı, siyasi tercihleri üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılıyor. Bu, seçmenin oyunu satın alabilmek için yoksulluğun bilinçli olarak yönetilmesi gerçeğidir. Böyle bir düzende sağlıklı bir demokrasinin işlemesi elbette mümkün değildir. Bu düzende insanların özgür iradesi açlıkla terbiye ediliyor, hayatta kalma korkusuyla insanlar susturuluyor. Başka bir deyişle, insanların özgür iradesi boş tencerelerin ve kesilecek yardımların tehdidiyle zincirlenmiş durumda.

"Yoksulluk ekonomik sorun değil, aynı zamanda bir demokrasi sorunu hâline gelmiş durumda"

Değerli milletim, aziz kardeşlerim, yoksulluk sadece bir ekonomik sorun değil, aynı zamanda bir demokrasi sorunu hâline gelmiş durumda. Yoksulluk, bu denli yüksek bir seçmen kitlesini doğrudan etkilediği sürece Türkiye’de sağlıklı bir seçimden bahsetmek mümkün değildir.Artık yoksulları iktidar için kullanmayı bırakıp, onlara balık tutmayı öğretmenin zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir. Biz, yoksulluğu yönetenlerin değil, yoksulluğu tarihe gömenlerin safında olacağız.Bizim mücadelemiz yoksulluğu yönetmek için değil, yoksulluğu tamamen ortadan kaldırmak içindir. Ve bu gidişata “Dur!” diyeceğiz.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *