Zafer Bayramı’nın 103'üncü yıl dönümü kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki devlet yetkilileri, Anıtkabir’i ziyaret etti. Bu törende devlet erkanı, çeşitli resmi kişiler ve partilerin liderleri bir araya gelerek bu özel günü kutladılar.
Zafer Bayramı Töreninin Başlangıcı
Tören, Anıtkabir’in Aslanlı Yolunda gerçekleştirilen bir yürüyüşle başladı. Katılımcılar, bayramın anlam ve önemine uygun bir şekilde, saygı duruşunda bulunarak ve Türk bayraklarıyla Anıtkabir’e yürüdüler. Bu önemli gün, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlık mücadelesindeki kazanımlarını anarken, Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün anısını yaşatmak için de bir vesile oldu. Törene TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, siyasi parti liderleri ve bakanlar gibi birçok devlet yetkilisi katıldı. Bu devlet erkanının bir arada olması, Türk toplumunu birleştiren önemli bir sembol olarak değerlendirildi.
Beklenmedik Olay ve Tepkiler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerken, Anıtkabir avlusunda bulunan bir grup vatandaş “Recep Tayyip Erdoğan” ve “Ümmetin umudu Tayyip Erdoğan” şeklinde sloganlar atmaya başladı. Bu durum, törenin ruhuna aykırı düşmesi nedeniyle bazı tepkilere sebep oldu. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, bu olayı eleştirerek, “30 Ağustos Zafer Bayramı’nda yine saygısızlık!” ifadesini kullandı. Emir, organizasyon boyunca müsaade edilen bu durumun, milletin değerlerine ve Anıtkabir’in ruhuna yönelik bir saygısızlık olduğunu vurguladı. Ayrıca, daha önceki görüşmelerde, bu tür olayların tekrar yaşanmaması gerektiği konusunda anlaşmaya varıldığını söyledi.
Protokol ve Katılım Sorunları
Genel olarak, milletvekillerinin düzenli bir şekilde içeri alındığı, ancak üç otobüs dolusu kişinin herhangi bir kural olmaksızın içeriye alındığına dikkat çekildi. Bu durum, Anıtkabir'deki protokolün ihlal edildiği ve adaletli bir katılım sağlanmadığı yönünde eleştirilerin artmasına yol açtı. Emir, “Ata’nın huzuruna girmek isteyen halkımız kapıda bekletildi,” diyerek mevcut uygulamanın adaletsizliğine vurgu yaptı. Tüm bunların, Zafer Bayramı'nın ruhuna zarar verdiği ve törenin ciddiyetini bozduğuna dikkat çekildi. Bu tür siyasete alet edilmelerin, Anıtkabir gibi bir mekânda yeri olmadığı ifade edildi.
Sonuç Olarak Düşünceler
Bu tür meydan okumaların ve saygısızlıkların, sadece tören adabına değil; aynı zamanda milletin kalbine yönelik bir saldırı olduğuna dair güçlü bir ifade yer aldı. Emine, “Başkomutan Atatürk’ün huzurunda saygı olur ve milletin ortak hürmeti ile bu kutlamalar yapılır,” diyerek, bu geleneklerin önemine dikkat çekti. Anıtkabir’in siyasi bir şov alanı olarak kullanılmasının kabul edilemeyeceğine vurgu yapıldı. Ayrıca, bu noktada yapılması gerekenlerin, kamuoyuna karşı daha saygılı ve dikkatli bir yaklaşım benimsemek olduğu belirtildi. Sonuç olarak, toplumun hassasiyetlerine duyulması gereken saygının, her türlü etkinlikte ön planda tutulması gerektiğinde hemfikir olundu.