Antalya'nın Elmalı ilçesi, 3 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen bir cinayet olayı ile gündeme oturdu. Dereköy Mahallesi'nde muhtar azası olarak görev yapan Feyzullah Çoraman, kendi evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralandı. Hastanede gösterdiği tüm mücadeleye rağmen hayatını kaybeden Çoraman'ın ölümü, olayla ilgili açık bir belirsizlik yaratarak hislere dokunan açıklamalarla gündeme gelmesini sağladı. Cinayetin perde arkasında kimlerin olduğu sorusu ise hâlâ yanıtsız kalmaya devam ediyor.
Olayın Gelişimi ve Saldırı Anı
Feyzullah Çoraman, 3 Ekim 2020 sabahına karşı 03:00 sıralarında, Elmalı'nın Dereköy Mahallesi'ndeki konutunun önünde saldırıya uğradı. Uzak mesafeden başına isabet eden tek bir kurşunla ağır yaralanan Çoraman, hemen Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Yoğun tedavi sürecinden sonra bir ara taburcu olsa da, ilerleyen sağlık sorunları nedeniyle 5 Aralık 2020 tarihinde tekrar hastaneye yatırıldı. Ancak tüm mücadelesine rağmen yaşamını yitirdi. Saldırının ardından, Çoraman ilk ifadesinde isimlerini verdiği kişiler hakkında ciddi suçlamalarda bulundu ve muhalif bir çevrenin varlığını işaret etti.
Eşinin Dikkat Çekici Açıklamaları
Merhum Feyzullah Çoraman’ın eşi Ülger Çoraman, olayın detaylarını ve yaşananları anlatırken oldukça sarsıcı açıklamalara imza attı. Çoraman, olayı anlattığı sırada, eşinin vefatından önce kendisine yaptığı önemli uyarıların altını çizdi. Olayın olduğu gecenin seyrini aktaran Ülger Çoraman, eşinin saldırıya uğramadan önce yaşadığı telaşı ve sonrasında yaşananları dikkatlice ifade etti. “Gece saat 02:30 ile 03:00 arasında karşıdan ateş ettiler; eşim onlara karşılık verdi” ifadeleri, yaşanan şiddet dolu olayın nasıl geliştiğine dair bir ipucu sundu. Yaralandıktan sonra keçilerin yanına koşması, olayın tanıkları için önemli bir şahitlik sunarken, üzücü bir tabloyu da gözler önüne serdi.
Muhtarlık Çekişmesi ve Ailevi Gerilim
Ülger Çoraman, eşinin yalnızca bir muhtar azası olmasının ötesinde, bölgedeki muhtarlık çekişmelerini vurgulayarak, bu konunun eşinin cinayeti ile bağlantılı olduğuna inanıyor. Eşinin, kendisine “Şenlerden uzak dur” dediğini aktaran Ülger Çoraman, bu ifadenin silahlı saldırının yaşanmasına dair bir ipucu teşkil ettiğini düşünüyor. Bu tırmanan gerilimin, aileler arasındaki geçmişten gelen anlaşmazlıklarla birleştiğinde, ortaya bir intikam duygusu çıkabileceğini dile getirmesi dikkat çekici oldu. Özellikle “Bana bir şey olursa bu köyde durma” uyarısı, cinayetin ardındaki nedenlere dair önemli bir tartışma başlattı. Ülger Çoraman ayrıca, eşinin çalışmayarak ailesine getirdiği fazla para konusunu da gündeme getirerek, bu durumun cinayetin arkasındaki dumanlı sır perdesini daha da kalınlaştırdığını vurguladı.
Bir Katilin İzinde: Müge Anlı'ya Başvuru
Olayın ardından yaşananların derin etkileri, Ülger Çoraman'ın yaşadığı acının yanı sıra, katilin bulunması konusundaki kararlılığını da güçlendirdi. Eşinin cinayetinin arkasındaki gerçekleri ortaya çıkarmak için Müge Anlı'nın programına başvurdu. Çoraman, bu platformda yaşadığı zorlukları dile getirerek katilin veya katillerin ortaya çıkmasını sağlamak amacıyla topluma çağrıda bulundu. Ülger Çoraman, olayın şokunu henüz üzerinden atamadığını belirtirken, kızının eşinin ailesinden de şüphelendiğini vurguladı. Bu baskı altında, meydana gelen cinayet, adalet arayışının ne denli zor olabileceğini gözler önüne serdi; çünkü kayıpları yalnız bırakmamak, onların adaletine ulaşmak konusunda bir gereklilik haline geliyor.