TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Millî Eğitim Bakanlığının 2026 yılı bütçesinin görüşüldüğü oturumda söz alan CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, hem eğitim politikalarına hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk iddialarına ilişkin sert değerlendirmelerde bulundu.
Ocaklı, konuşmasına Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e hitap ederek başladı. Millî Eğitim Bakanlığında 2002 yılından bu yana 9’uncu bakanın görev yaptığını hatırlatan Ocaklı, “Millî Eğitim Bakanlığı âdeta yazboz tahtasına döndü.” dedi. Bakanlığın politikalarının “cemaatlere yararlı olmak dışında” bir sonuç üretmediğini savunan Ocaklı, “Bu milletin çocuklarının gittiği okullara ne sizlerin ne de başkasının çocukları gitmiyor, yurt dışında eğitim almaya devam ediyor. Madem kalitelidir, niye sizin çocuklarınız burada değil, bunu sorgulamak lazım.” ifadelerini kullandı.
ÇEDES, Millî Eğitim Akademisi ve okul personeli eleştirisi
CHP’li Ocaklı, ÇEDES Projesine yönelik eleştirilerini de tekrar gündeme getirdi. ÇEDES kapsamında çocukların “ucuz iş gücü gibi kullanıldığını” öne süren Ocaklı, “ÇEDES meselesiyle ilgili gerçekten çocuklar ucuz iş gücü olarak kullanılmaya devam ediyor, bundan vazgeçilmesi lazım.” dedi.
Millî Eğitim Akademisi ve Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda da soru işaretleri bulunduğunu belirten Ocaklı, akademide verileceği belirtilen 550 saatlik eğitimin içeriği ve uygulama yerlerinin netleşmediğini söyledi. “Bu eğitimlerin hangi merkezlerde, kimler tarafından verileceğine ilişkin doğru dürüst bir şey yok, merakla bekleniyor.” ifadesini kullandı.
Okullardaki fiziki ve idari sorunlara da değinen Ocaklı, “Okullarda çok ciddi bakım sorunu var, temizlik görevlileri yok, güvenlik görevlileri yok; velilerden bu konuda ciddi şikâyetler geliyor.” dedi. Belediyelerin okullara temizlik desteği vermek istemesine rağmen Bakanlığın buna izin vermediğini savunan Ocaklı, “’Okullarımızın temizliğini biz yapalım.’ diyen belediyelere yazı gönderdiğinizi biliyoruz. İtibarınızın düşeceğini düşünüyorsunuz herhâlde.” ifadelerini kullandı.
Okul yemeği ve belediyelere izin tartışması
Öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilmesi konusunu da gündeme taşıyan Ocaklı, “Çocuklara bir öğün yemek verebilmek meselesi, ‘bütçe yok’ gerekçesiyle geçiştiriliyor; bu, kabul edilebilir bir şey değil.” dedi. CHP’li belediyelerin bu konuda hazır olduğunu iddia eden Ocaklı, “Bizim belediyelerimiz bunu vermeye hazır, ona da izin vermiyorsunuz.” sözleriyle iktidarı eleştirdi.
Mesleki Eğitim Merkezlerini de tartışmaya açan Ocaklı, MESEM kapsamında ilkokul çağındaki çocukların sanayide çırak olarak, mevsimlik işçi çocukların ise ucuz iş gücü olarak gösterilmeye devam ettiğini söyledi.
İBB iddianamesi ve “canlı yayın” çağrısı
Konuşmasının ikinci bölümünde, sabah oturumunda Millî Eğitim Bakanı’nın kendisine “İstanbul’daki yolsuzlukları konuşalım.” sözleriyle yanıt verdiğini hatırlatan Ocaklı, bunun üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk iddianamesini gündeme getirdi. İddianamenin kamuoyunda tartışılmasını sağlamak üzere açılan internet sitelerine yönelik erişim engellerini eleştiren Ocaklı, “Bu iddianamenin içeriğinin boş olduğu ortada. İddianamelerin içinde neler olduğunu herkesin görmesi gerekiyor. Açtığımız web sitelerine erişim engelini 8’inci defa getirdiniz.” dedi.
Ocaklı, 1999 yılında Pınarhisar Cezaevinde bulunan dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini hatırlatarak, “O zaman ‘Çamur at, izi kalsın. Beş yıldır denetlendik, hiçbir şeyimiz çıkmadı, yolsuzluk yok; canlı yayın yapılması şartıyla cevap vermeye hazırım.’ diyordu.” dedi. Aynı çağrıyı bugün için de yineleyen Ocaklı, “Biz bunu size defalarca söylemedik mi? Buyurun, canlı yayın yapalım, Ekrem İmamoğlu canlı yayında, bir televizyon kanalında iddialara cevap versin.” çağrısında bulundu.
“Suç örgütü” ve gizli tanık tartışması
İddianamede yer alan suçlamaları “komik” olarak nitelendiren Ocaklı, “Ekrem İmamoğlu’nun suç örgütü kurduğu, Cumhuriyet Halk Partisine aday olmak üzere plan yaptığı iddia ediliyor.” dedi. “Bir insanın kendi partisinden cumhurbaşkanı adayı olmak kadar gurur verici ne olabilir? Elbette bunun için çalışma yapacak. Bunun için ‘örgüt kurduğu’ iddiası toplumda hiçbir yerde kabul görmüyor.” ifadelerini kullandı.
Gizli tanık beyanlarına da dikkat çeken Ocaklı, iddianamedeki iki gizli tanığın ifadelerinin “noktasına virgülüne kadar aynı” olduğunu savunarak, “Bir iddianamenin içinde aynı noktasına virgülüne kadar 2 aynı ifade gizli tanıklarda nasıl olabilir?” diye sordu. Ocaklı, gizli tanıklardan birinin “Meşe”, diğerinin “İlke” kod adıyla geçtiğini, birinin ifadesinden vazgeçtiğini, diğerinin ise aynı metni tekrarladığını söyledi.
İddianamede başlangıçta 560 milyar liralık yolsuzluk iddiası ortaya atıldığını hatırlatan Ocaklı, “Sonra 160 milyar dendi, 400 milyar ortadan kayboldu.” sözleriyle sürece tepki gösterdi. AK Partili sıralardan gelen “Az mı?” itirazına karşılık Ocaklı, “Mesele az mı, çok mu değil; söylediğiniz şeyin olup olmamasıdır.” yanıtını verdi.
Kreş ve yurt yaptırma, Şişli örneği
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bazı müteahhitleri kreş ve yurt yapımı için bağışa davet etmesinin “rüşvet” olarak gösterilmesini de eleştiren Ocaklı, “İBB’nin kreş yaptırma talepleriyle ilgili bazı müteahhitlere davet çıkarmasını ‘rüşvet alma’ olarak kabul ediyorsunuz; olmaz.” dedi.
Şişli Belediyesi döneminden bir örnek vererek, bir müteahhidin televizyonlara çıkarak “benden rüşvet alındı” diye gösterdiği belgenin aslında ruhsat ve eklerine aykırı inşaat sebebiyle kesilen bir “ceza/harç tutanağı” olduğunun sonradan anlaşıldığını hatırlattı. “Sürekli algı üzerinden bir operasyon yürütüyorsunuz.” diyen Ocaklı, yolsuzluk iddialarının hukuki değil siyasi olduğuna işaret etti.
İmamoğlu’nun adaylığı: “Yakın tarihte bu ülkeyi yönetecek”
CHP’li Ocaklı, iktidarın hedefinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun olası cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek olduğunu savundu. “Kabul edin, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanını 3 kere geçti ve bir daha yarışmak istemiyor. İki kere iki dört; bunun tek sebebi budur.” dedi.
Ocaklı, “Yapılacak olan ilk seçimde bizim adayımız hâlâ Ekrem İmamoğlu’dur. Ekrem İmamoğlu bu ülkeyi yönetecektir, yakın tarihte bunu göreceksiniz.” sözleriyle partisinin tercihini açıkça dile getirdi. AK Parti sıralarından gelen itirazlara karşı, “Hayrını biz değil, Türkiye görecek.” yanıtını verdi.
Çocuklarını yurt dışına göndermek zorunda kalan iktidar seçmeni ailelere de seslenen Ocaklı, “Siz de rahat edeceksiniz, merak etmeyin; çocuklarınızı yurt dışına göndermeye mecbur olmayacaksınız.” dedi.
“Nereden buldun yasası” çağrısı ve para transferi tartışması
İktidar milletvekillerinin Ekrem İmamoğlu’nun çocuğuna gönderildiği iddia edilen para ve şirket tartışmalarına atıf yapan Ocaklı, “Şirket kurduruyorsa, niye ‘nereden buldun yasası’nı kabul etmiyorsunuz?” diye sordu. “Bu yasayı çıkarın, kimin ne olduğu belli olur.” diyen Ocaklı, aile içi para transferlerinin “rüşvet” gibi gösterilemeyeceğini belirtti.
“Bu bir rüşvet değildir, bir ailenin bir çocuğa transferidir, ortada olan bir şeydir, gizli değil.” diyen Ocaklı, şoförün kasası, babanın tarlası, “parkenin altında para” gibi iddiaların asılsız çıktığını savundu.
Bütçeye ret oyu: “Vatandaş yararına bir fayda görmüyorum”
Konuşmasının sonunda Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine yönelik siyasi değerlendirmesini paylaşan CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, “Bu bütçenin bizim için bir yararı yoktur. Bu bütçede vatandaş yararına, kamu yararına bir fayda görmüyorum. O yüzden bu bütçeyi kabul etmiyoruz.” diyerek partisinin tavrını ortaya koydu.
Komisyon Başkanvekili Orhan Erdem, Ocaklı’ya teşekkür ederek sözlerini tamamlamasını istedi, ardından oturuma diğer konuşmacılarla devam edildi.
